Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/17042 Esas 2012/4676 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/17042
Karar No: 2012/4676

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/17042 Esas 2012/4676 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, Hazine adına tespit edilen 2059.19 m2 araziye, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adlarına tescil iddiasıyla dava açtılar. Mahkeme, çekişmeli parselin tespitinin iptaline ve krokide (A)=216.88 m2”lik kısmın davacılar, geri kalan kısmın tespit gibi hali arazi niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verdi. Ancak, davalı olmadığı halde tutanak asılları davalı şerhiyle birlikte dosyaya getirtilen 221 ada 30 ve 31 parsel sayılı taşınmazların tutanak asıllarının olağan yollardan kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmedi. Dosya, Yargıtay’ın bozma kararı sonrasında yeniden incelendi ve keşif işlemi yapılması kararlaştırıldı. Yapılan keşif sonucunda, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerektiği kararlaştırıldı. 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Yasanın 03/07/2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Ara
20. Hukuk Dairesi         2011/17042 E.  ,  2012/4676 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... köyü 221 ada 20 parsel sayılı 2059.19 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, hali arazi niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar, taşınmazın 30 ve 31 sayılı parsel olarak adına tespiti yapılan taşınmazlarla bir bütün halinde bulunduğunu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adlarına tescili iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, çekişmeli parselin tespitinin iptaline ve krokide (A)=216.88 m2"lik kısmın davacılar, geri kalan kısmın tespit gibi hali arazi niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03/12/2009 tarih ve 2009/15319-17873 karar sayılı ilamıyla “Mahkemece, eski tarihli ve 1980’li yıllara ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların öncesinin orman sayılan yerlerden olduğunun saptanması halinde; ormanlarda sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceğinden, davanın reddi gerekir. Dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Yasanın 03/07/2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.” Gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın tespitinin iptaliyle
    bilirkişi raporunda (A) harfiyle işaretli 216,88 m²lik bölümün davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, (A) harfiyle işaretli bölüm çıktıktan sora geriye kalan bölümün tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir..
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece davalı olmadığı halde tutanak asılları davalı şerhiyle birlikte dosyaya getirtilen 221 ada 30 ve 31 parsel sayılı taşınmazların tutanak asıllarının olağan yollardan kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, bir karar verilmemiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 4. bendinden sonra gelmek üzere “davalı olmayan 221 ada 30 ve 31 sayılı parsellerin tutanak asıllarının olağan yollardan kesinleştirilmesi için kadastro müdürlüğüne gönderilmesine,” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 28/03/2012 günü oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara