Esas No: 2012/934
Karar No: 2012/4662
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/934 Esas 2012/4662 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalı gerçek kişi vekili ile Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü, 160 ada 4 ve 161 ada 2 ve 4 parsel sayılı sırasıyla 47991,72 m², 15659,85 m², ve 16048,99 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, Mayıs 1944 tarih 82 nolu tapu kaydı ile tarla niteliğinde davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazların orman sayılan yer olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 160 ada 4 ve 161 ada 4 parsel sayılı taşınmazların tamamının ve 161 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise krokide (B) ile gösterilen 13915,23 m²’lik bölümünün tespit gibi, 161 ada 2 parselin krokide (A) ile gösterilen 1744,62 m²’lik bölümünün ise orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmiş, aynı şekilde ... köyü 161 ada 1 ve 3 parsel, 160 ada 6 parsel sayılı sırasıyla 17081,39 m², 23855,67 m², ve 48608 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, Mayıs 1944 tarih 82 nolu tapu kaydı ile tarla niteliğinde davalılar adına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazların orman sayılan yer olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parsellerin tesbit gibi tesciline karar verilmiş, aynı şekilde ... köyü, 160 ada 2 ve 5, 161 ada 6 parsel sayılı sırasıyla 16881,52 m², 62614,96 m² ve 8809,72 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, Mayıs 1944 tarih 82 nolu tapu revizyon gösterilerek davalılar adlarına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazların orman sayılan yer olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 160 ada 5 ve 161 ada 6 parsellerin tamamı ile 160 ada 2 sayılı parselin krokide (B) ile gösterilen 14884,67 m² bölümünün tesbit gibi davalı gerçek kişiler adına tesciline, 160 ada 2 parselin krokide (A) ile gösterilen 1996,85 m²’lik bölümünün orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, mahkemece ayrı dosyalar üzerinden verilen bu hükümler davacı ... Yönetiminin temyizi üzerine tümü Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.11.2007 tarih ve 2007/12211 - 14406 ile 2007/12214 - 14407 ve 26.09.2007 tarih 2007/8940-11275 sayılı bozma kararlarında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Çekişmeli taşınmazların renk ve konum bakımından memleket haritasında aynı durumda açık yeşil renkli ve yoğun yapraklı ağaç rumuzları ile kaplı görülmektedir. Bilirkişi raporunda bu rumuzların hangi bitkiyi simgelediği açıklanmamış, yalnızca taşınmazların üzerinde palamut meşelerinin varlığından söz edilmiştir. 6831 sayılı Yasanın 1/H maddesi uyarınca sahipli arazide yetişen palamut meşelikleri orman sayılmazsa da çekişmeli taşınmazlara revizyon gören Mayıs 1944 tarihli 82 numaralı 107 hektar yüzölçümlü tapu kaydı tarla cinslidir. Mahkemece memleket
haritasındaki rumuzların palamut meşeliklerini simgeleyip simgelemediği, tapu kaydının cinsinin “Tarla” olması nedeniyle 4785 sayılı Yasa kapsamında somut olayda 6831 sayılı Yasanın 1/H maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı, tapuya değer verilecekse, tapu kapsamının yüzölçümüyle geçerli olup olmayacağı tartışılmadığı gibi, kesinleşmeyen orman kadastro haritasındaki konumu, orman sınırının nereden geçtiği de araştırılmamış, tapu kaydının revizyon gördüğü, fen bilirkişi raporunda yeşil renkle işaretli 160, 161,162 adada yer alan revizyon parsellerine ait tutanaklar da getirtilmemiştir.
O halde, sağlıklı sonuca varılabilmesi için; öncelikle, çekişmeli taşınmazlara revizyon gören Mayıs 1944 tarih 82 numaralı tapu kaydı ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileri ile tapu sicil müdürlüğü ve yerel tapu idaresinden ve tapu kaydı 160 ada 1 ila 6, 161 ada 1 ila 6, 162 ada 22, 23, 38, 39, 40 ve 41 parsellere de revizyon gördüğünden bu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ve dayanakları getirtildikten sonra tapu kaydına yüzölçümü ile değer verilip verilmeyeceği düşünülerek revizyon parsellerinden davalı olanlar varsa birlikte inceleme yapılacağı düşünülerek önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek iki orman yüksek mühendisi bir ziraat uzmanı ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte taşınmazın 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K. 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmemiş orman kadastro haritası getirtilerek taşınmazların konumu gösterilmeli, orijinal-renkli memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; taşınmazın hali hazır eylemli durumu hakim tarafından keşif gözlemi olarak tutanağa geçilmeli, taşınmazı dört yönden gösteren fotoğraflar alınarak dosyaya eklenmeli, yapraklı ağaç rumuzunun palamut meşelerine ait olup olmadığı belirlenmeli ve 6831 sayılı Yasanın 1/H maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği tapu kaydına yüzölçümüyle değer verilip verilmeyeceği tartışılmalı, böylece elde edilecek delillere göre karar verilmesi gerektiği” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.11.2007 tarih ve 2007/12211-14406 ile 2007/12214-14407 ve 26.09.2007 tarih 2007/8940-11275 sayılı bozma kararlarına konu dosyalar ile Orman Yönetiminin aynı iddialar ile ... köyü 160 ada 2-5 ve 161 ada 6 parsel sayılı taşınmazlara yönelik açtığı davalar H.Y.U.Y.’nın 45. maddesi gereğince birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, asıl ve birleşen davaların kabulüne ve dava konusu ... köyü, 160 ada 2-4-5-6 ve 161 ada 1-2-3-4-6 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar gerçek kişiler vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece, bozmaya uyulmuş ise de, gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Öncelikle, bozma öncesi hükme dayanak alınan bilirkişi raporunun yetersiz bulunmuş olduğu dikkate alınmadan, Orman bilirkişi ...’dan bozma sonrasında da rapor alınması isabetsizdir. Mahkemece, bozma sonrasında alınan bilirkişi raporları, bozma ilamında belirtilen
şekilde inceleme ve araştırmayı içermemektedir. Bozma ilamında yapraklı ağaç rumuzunun palamut meşelerine ait olup olmadığının belirlenmesi ve 6831 sayılı Yasanın 1/H maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılmasına değinilmesine rağmen bu hususları açıklayıcı hiçbir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Bozma sonrası orman bilirkişisi ...’ten alınan raporda, 160 ada 4-5-6 parsellerin (4A) - (5A) - (6A) ile gösterilen bölümlerinin ve 161 ada 1 - 2 - 3 - 4 ve parsellerin tamamının orman sayılan yerlerden, 160 ada 2 parselin tamamının ve 160 ada 4-5-6 parsellerin ise (4B) - (5B) - (6B) ile gösterilen bölümlerinin orman sayılmayan yer olduğunun ifade edildiği halde orman bilirkişileri Şahin İncedemiroğlu ve ... alınan raporlarda ise taşınmazların tamamının orman sayılan yer olduğu ifade edilmiştir. Görüleceği üzere birbiri ile uyumlu olmayan bu raporlar arasındaki çelişki de mahkemece giderilmediği gibi, her iki raporda da bozma ilamında belirtildiği şekilde 6831 sayılı Yasanın 1/H maddesi inceleme konusu yapılmadığı halde mahkemece bu yön üzerinde de durulmamıştır. Ayrıca hükme dayanak alınan raporu hazırlayan orman bilirkişileri Şahin İncedemiroğlu ve ... tarafından hazırlanan rapor, eski tarihli resmi belgeler ve fiili durum ile de uyumlu değildir. Her ne kadar taşınmazlarının geldilerinin orman toprağı olduğu gerekçesiyle taşınmazların orman sayılan yer olduğunu beyan etmişler ise de, bu açıklamaları dayanaktan yoksun soyut sözlerden ibarettir. Yine aynı bilirkişilerin taşınmazların orman bütünlüğü içinde, orman parsellerinin devamı olduğu yönündeki gerekçeleri de, taşınmazların çevrelerinin orman olmadığı nazara alındığında doğru ve yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, böylesine yetersiz araştırma ve uygulama ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Bilirkişiler tarafından çekişmeli taşınmazların memleket haritasında ve hava fotoğraflarında bazılarının kısmen, bazılarının tamamen yeşil renkli ve yapraklı ağaç işaretli alanlar içinde gözüktüğü, taşınmazların üzerinde münferit halde yaşlı palamut meşelerinin bulunduğu açıklanmıştır. 4785 sayılı Yasanın 1"inci maddesi gereğince 2"nci maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiştir. 4785 sayılı Yasanın 2/B maddesinde "Sahipli fıstık çamı, palamut meşesi ve aşısız kestane ormanlarının" devletleştirme kapsamı dışında oldukları belirtilmiştir. 6831 sayılı Yasanın 1/H maddesinde de "Sahipli arazide ve muhitin hususiyetlerine göre yetişmiş veya yetiştirilecek olan fıstık çamlıkları ve palamut meşelikleri dahil olmak üzere her nevi meyveli ağaç ve ağaçcıkların" orman sayılmayacağı açıklanmıştır. Esasen palamut meşesi ağaçları da orman örtüsüdür. Bu gibi yerler yerleriyle birlikte orman sayılır. Ancak, sahipli yani tapulu olmak koşuluyla palamut meşelikleri 4785 sayılı Yasanın 2/B maddesinde ve yine 6831 sayılı Yasanın 1/H maddesinde istisnai olarak orman sayılmazlar.
O halde, sağlıklı sonuca varılabilmesi için eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket
haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, memleket haritasındaki rumuzların palamut meşeliklerini simgeleyip simgelemediği belirlenmeli, bundan sonra elde edilecek bilgiler ışığında taşınmazların 4785 sayılı Yasanın 2/B maddesi ve 6831 sayılı Yasanın 1-H maddesinde sayılan istisnalara girip girmediği saptanarak toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişiler vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde gerçek kişilere iadesine 27/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.