13. Hukuk Dairesi 2013/21491 E. , 2013/26381 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıya hisseli taşınmazını satması için 17.06.2009 tarihinde vekalet verdiğini, davalının 22.06.2009 tarihinde taşınmazını dava dışı Hasan Akpınar" a sattığını öğrendiğini ve bedelini ödemesi için davalıya 20.10.2009 tarihinde ihtarname gönderdiğini fakat davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek şimdilik 10.000.00.TL" nın, yargılama sırasında yapılan ıslahla toplam 175.000.00.TL" nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının 30.08.2009 ve 30.09.2009 keşide tarihli 2 adet 150.000.00.TL bedelli çekleri ciro ederek dava dışı Süleyman Aslan" a, onun da bu çekleri cio ederek borcuna karşılık olarak kendisine verdiğini, bu borcun bir kısmının tahsili için davacının verdiği yetkiye dayanarak davacıya ait taşınmazı 18.000.00.TL" ya sattığını ve bedelini borca mahsup ettiğini, ayrıca çeklerin bedelinin de ödenmemesi üzerine davacı ve diğer borçlular aleyhine icra takibinde bulunduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu da dikkate alınarak davanın kabulü ile 175.000.00.TL" nın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir
2.Mahkemece, davalı vekiline 19.01.2012 tarihli celsede, davacıya yemin teklifinde bulunulup bulunulmayacağı yönünde bir hafta kesin süre verildiği, davalı vekili tarafından da kesin süre içerisinde 26.01.2012 havale tarihli dilekçe ile davacıya yemin teklifinde bulunulmasına rağmen 31.01.2012 tarihli celsede kesin süre içerisinde yemin teklifinde bulunulmadığı gerekçesi ile davalının, davacıya yemin teklifinden vazgeçmiş sayılmasına karar verildiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. O halde mahkemece, davalı tarafın kendisine verilen kesin süre içerisinde yemin teklifinde bulunduğu kabul edilerek davacının yemin etmesi ile ilgili usuli işlemler yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.