16. Hukuk Dairesi 2012/2575 E. , 2012/6817 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Akşar Köyünde bulunan 152 ada 12 parsel sayılı 123,74 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., satın almaya dayanarak çekişmeli taşınmazın adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddi ile çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın öncesinin davacı ..."in kök murisi ..."a ait olduğu ve O"nun ölümü ile taksim sonucu ..."ye kaldığı ve oğlu ... tarafından davalı ..."a satıldığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacı, taşınmazı murisi ..."tan satın aldığını o tarihten beri de zilyet bulunduğunu belirterek dava açmıştır. Davalı ise çekişmeli taşınmazın ... mirasçısı ..."nın (...) oğlu ... tarafından kendisine satıldığını savunmaktadır. Dava konusu taşınmazın davacının murisi ..."tan mirasçılarına kaldığı toplanan delillerle belirlenmiş olup, bu hususta taraflar arasında da bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, muris ..."ın sağlığında taşınmazı oğlu davacı ..."e satarak zilyetliğini devredip etmediği ve üçüncü şahıs durumunda olan ... ile satın alan Turan"ın zilyetlik sürelerinin zilyetlikle kazanıma elverişli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Buna göre de uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir. Ancak Mahkemece bu hususta yapılan araştırma yeterli değildir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle ..."ın kızı ..."nın vukuatlı nüfus kaydı getirtilerek ..."nın sağ olup olmadığı ve böylece davalıya satış yapan ..."in satış tarihi itibarı ile üçüncü şahıs mı yoksa mirasçı mı olduğu tespit edilmeli; bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın kim ya da kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kimin hangi sebeple zilyet bulunduğu, kullanıma ara verilip verilmediği, muris ..."ın sağlığında taşınmazı davacı tarafa satıp zilyetliğini devredip devretmediği hususları maddi olaylara olarak ayrıntılı biçimde sorulup açıklattırılmalı, beyanların tespit tutanağının edinme sebebiyle çelişmesi halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatı ile dinlenerek çelişki giderilmeye çalışılmalı, davalı ..."a satış yapan ..."in, annesi ..."nın sağ olması halinde mirasçılık ilişkisi bulunmayacağı ve davalının da ..."in eklemeli zilyetliğinden faydalanacağı göz önüne alınarak, ... oğlu ..."in taşınmaza ne kadar süre ile zilyet bulunduğu araştırılmalı; ..."in annesi ... kızı ..."nın, davalıya satışın yapıldığı tarihte ölü olması halinde mirasçısı olan ... tarafından iştirak halindeki mülkiyete tabi olan taşınmazın davalıya satışı geçersiz olup buna göre eklemeli zilyetlikten yararlanması mümkün olmayan davalının ancak tek başına 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunması halinde taşınmazı iktisap edebileceği göz önüne alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.