Esas No: 2013/599
Karar No: 2013/26361
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/599 Esas 2013/26361 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ile davalı vekili avukat ...."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ... isimli şirketin ... Vergi Dairesinden olan 2006 yılına ait KDV iadesi alacağından 100.000,00 TL ile 2007 yılına ait KDV iadesi alacağından 115.260,00 TL yı temlik sözleşmesiyle kendisine temlik ettiğini, temlik sözleşmesinin vergi dairesine sunularak davalının sözleşmeden haberdar edildiğini, davalının halen 2006 yılına ait KDV iade alacağını temlik edene de kendisine de ödemediğini, 2007 yılı KDV iadesi tutarı olan 488.957,69 TL nın tamamını ise .......ne ödeyerek, kendisine ödenmesi gereken temlik alacağı olan 115.260 TL nın ödenmediğini, bunun üzerine davalı hakkında icra takibi başlattığını, davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İİK 67/2 maddesi takibin haksız ve kötü niyetli olması halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedileceğini hükme bağlamaktadır. Anılan kanun hükmü uyarınca alacaklı-davalı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için davalı alacaklı tarafından yapılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapılması da şarttır. Eldeki davada davalının kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davalının kötü niyetinden söz edilemez ve onun aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemez. Mahkemece değinilen bu yön göz ardı edilerek davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmakla bozmayı gerektirir ancak bu yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK"un 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazının kabulü ile, mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1. bendinin 2. paragrafında yer alan “Dava konusu 115.260,00 TL nın %40"ı oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin hükümden çıkartılmasına, yerine aynen “Davacının kötüniyeti ispat edilmemiş bulunduğundan davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.