Esas No: 2022/1232
Karar No: 2022/5356
Karar Tarihi: 06.09.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/1232 Esas 2022/5356 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2022/1232 E. , 2022/5356 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Sulh Ceza Hakimliği
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma ve tehdit suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17/01/2020 tarihli ve 2019/62881 soruşturma, 2020/2059 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/03/2020 tarihli ve 2020/1427 değişik ... sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki şartlar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla soruşturmanın genişletilmesine karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, şüphelinin sahibi olduğu ... yerinde meydana geldiği iddia olunan ... kazasına ilişkin mağdurun annesinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonunda şikayetin süresinde yapılmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 89. maddesinin 5. fıkrasında yer alan, "Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.” şeklindeki hükme göre, somut olayda müştekinin yaralanması bakımından kesin doktor raporu aldırılıp yaralanmanın 5237 sayılı Kanun’un 89. maddesinin 2 ve 3. fıkralarında sayılan nitelikli yaralanma hallerine uyup uymadığı belirlendikten sonra şüphelinin hukuki durumunun değerlendirilmesi yapılarak, kesin rapora göre yaralanmanın 89/1. madde kapsamında kalması halinde şikayetin süresinde yapılmaması nedeni ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilebileceği, zira yaralanmanın aynı maddenin 2 veya 3. fıkralarına göre nitelikli olması halinde soruşturmanın şikayete bağlı olup olmadığının belirlenmesi için olayda bilinçli taksir bulunup bulunmadığın araştırılması gerekeceği, soruşturma dosyası kapsamında ise hekim raporunun bulunmadığı nazara alındığında, şüphelinin ifadesinin alınması ve müştekinin bildirdiği tanıkların dinlenmesini müteakip, tarafların kusur durumuna ilişkin bilirkişi raporu ile birlikte yukarıda belirtildiği üzere mağdura ait kesin adli raporun da temin edilmesinden sonra şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdiri gerekirken, belirtilen nedenlerle yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu ... Bakanlığının 09/11/2021 gün ve 94660652-105-33-14574-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.12.2021 gün ve 2021/144764 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
27.02.2009 doğum tarihli mağdur...ın, şüpheli ...’ın “...Metal” isimli işyerinde, aşçı olarak çalışan annesi müşteki ... Sayın ile birlikte çalıştığı, 12.06.2017 tarihinde 8 yaşındaki mağdurun elini kablo soyma makinesine kaptırmak suretiyle, sol el 2,3,4. parmaklarının ampute olacak şekilde yaralandığı ve ... Üniversitesi ... Araştırma ve Uygulama Hastanesinde tedavi ve ameliyatlarının yapıldığı, şüphelinin tehdidi nedeni ile hastane kayıtlarına ... kazası olarak yansıtılmadığı, müşteki annenin olaydan yaklaşık iki buçuk yıl sonra , Cumhuriyet Başsavcılığına 23.12.2019 tarihli şikayet dilekçesi vererek, küçük olan oğlunu ... yerinde çalıştırarak, ... kazası geçirmesine neden olan şüpheli hakkında şikayetçi olduğu, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca, taksirle yaralama suçunun TCK'nın 89. maddesinde hükme bağlandığı, aynı maddenin 5. fıkrası gereğince, 1. fıkrası kapsamı dışında bulunan bilinçli taksir hali hariç şikayete tabi olduğu ve şikayet süresinin fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren 6 aylık süre içerisinde kullanılması gerektiği ancak müştekinin bu süre içerisinde şikayet hakkını kullanmadığı gerekçesi ile takipsizlik kararı verilmiş ve takipsizlik kararına yapılan itirazın da reddedilmiş olduğu anlaşılmakla,
Müşteki vekilinin dilekçesinde belirttiği iddiaların kuşkuya yer vermeyecek şekilde araştırılıp, yaralanmanın şüphelinin işyerinde meydana geldiğinin tespit edilmesi halinde yine müşteki mağdur vekilinin dilekçesinde belirtilen yaralanmaların niteliğinin Adli Tıp İhtisas Kurumunun ilgili dairesinden alınacak bir rapor ile tespit edilip, bahsedilen yaralanmaların nitelikli yaralanma kapsamında olduğunun belirtilmesi halinde, şüphelinin nitelikli yaralanmaya neden olması durumunda, ağır ve tehlikeli işlerde çocuk işçi çalıştırılması nedeni ile bilinçli taksir koşullarından söz edilebileceği ve TCK’nın 89/5. maddesi gereğince anılan olayda şikayet süresinin dolmasından bahsedilemeyeceği değerlendirilmekle,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17/01/2020 tarihli ve 2019/62881 soruşturma, 2020/2059 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/03/2020 tarihli ve 2020/1427 değişik ... sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.