Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3327 Esas 2012/4589 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3327
Karar No: 2012/4589

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3327 Esas 2012/4589 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı tarafından yapılan itiraz üzerine Kadastro Mahkemesi'nde görülen dava sonucunda, dava konusu olan taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Ancak Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın yeterli olmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur. Yargıtay kararında, karara dayanak alınan raporun yeterli ve kanaat verici olmadığı belirtilerek, çevre arazide yapılacak keşif sonrasında taşınmazın öncesinin belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi ve buna göre karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Daha sonra yapılan incelemede, taşınmazın (B) ve (C) işaretli bölümlerine ilişkin itirazlar reddedilerek hüküm onanmıştır. Ancak (D) işaretli bölümüne ilişkin taşınmazın orman olmadığına dair delillerin bulunduğu ve komşu parsellerde de benzer durumların mevcut olduğu göz önüne alınarak, bu bölüm yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 3402 sayılı Orman Kanunu'nun 4. maddesi
- 5304 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi
20. Hukuk Dairesi         2012/3327 E.  ,  2012/4589 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2009/13989-18315 sayılı bozma kararında; “Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; karara dayanak alınan uzman orman bilirkişi tarafından düzenlenen rapor çekişmeli yerin öncesinin orman niteliğini belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
    Mahkemece, eski tarihli ve 1980-1990 yıllarına ait memleket haritası ile aynı yıllara ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek iki orman yüksek mühendisi, bulunamaması halinde 2 orman mühendisi bir harita mühendisi bulunamaması halinde bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra Hazine ve Orman Yönetiminin davasının kabulü ile dava konusu 101 ada 221 sayılı parselin kadastro tespitinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesine göre yapılmıştır.
    1) Davalının taşınmazın (B) ve (C) işaretli bölümlerine ilişkin temyiz itirazları yönünden;
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve taşınmazın (B) işaretli bölümünün mahkemenin 07/05/2009 tarihli kararı ile orman olarak tesciline karar verildiği ve kararın davalı tarafından temyiz edilmediğinden kesinleştiği, (C) işaretli bölümünün ise, kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kaldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile bu bölümler yönünden hükmün onanması gerekmiştir.
    2) Davalının taşınmazın 18/02/2011 tarihli fen bilirkişi raporunda (D) işaretli 3162,37 m2 yüzölçümlü bölümüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
    Mahkemece, davalı taşınmazın 1957 tarihli memleket haritasında orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle taşınmazın tamamı hakkında davanın kabulüne karar verilmiş ise de, orman bilirkişi raporuna ekli 1952 ve 1999 tarihli hava fotoğraflarında orman sayılmayan
    açık alanda kaldığı görülmektedir. Hava fotoğrafları ile memleket haritasının çeliştiği durumlarda, memleket haritaları hava fotoğraflarından yararlanılarak düzenlendiğinden, hava fotoğraflarına üstünlük verilmelidir. Diğer taraftan, dosyada bulunan iki orman bilirkişi raporunda da taşınmazın bu kısmının orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtilmiştir. Taşınmaz, eylemli olarak da orman olmadığı gibi, komşu 101 ada 21, 219 ve 224 sayılı parseller de kişiler adına tespit edilip itirazsız kesinleştiğine göre, taşınmazın orman içi açıklığı olarak nitelendirilmesi de mümkün değildir. Belirtilen nedenlerle, taşınmazın bu bölümü yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek tümü hakkında davanın kabul edilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalının taşınmazın (B) ve (C) işaretli bölümlerine ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile bu bölümler yönünden hükmün ONANMASINA,
    2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalının taşınmazın 18/02/2011 tarihli fen bilirkişi raporunda (D) işaretli 3162,37 m2 yüzölçümlü bölümüne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile bu bölüm yönünden hükmün BOZULMASINA 27/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.






    Hemen Ara