Esas No: 2022/5442
Karar No: 2022/6969
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/5442 Esas 2022/6969 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/5442 E. , 2022/6969 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali (vekalet sözleşmesinden kaynaklanan) davasının davalı ... yönünden usulden reddine, diğer davalı şirket yönünden kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine, davalı ... Ant. Petrol Ürn. İnş. San. Tic. A.Ş.'nin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın davalı ... yönünden usulden reddine, davalı ... Ant. Petrol Ürn. İnş. San. Tic. A.Ş. yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, avukat olduğunu, davalı şirketin alacaklısı olduğu ... 2 İcra Müdürlüğünün 2007/2068 Esas, ... 5 İcra Müdürlüğünün 2008/4070 Esas sayılı dosyaları ile bu icra dosyalarının konusunu oluşturduğu ... 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/193 Esas sayılı (tasarrufun iptali davasında) dosyasında şirket vekili olarak görev yaptığını, davalı şirket ve şirket yetkilisi ... ile yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre her iki icra dosyasının alacağının %20'sinin avukatlık ücreti olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, dava ve icra dosyaları devam ederken davalı ...'ın söz konusu dava dosyası ile icra dosyalarına ilişkin olarak ibraname ile kendi alacakları yanında, tarafından yapılan masraflar ve kanuni alacağı olan karşı vekâlet ücretlerini de alarak karşı tarafla anlaştığını, dava ve takipleri sonlandırdığını, 22.10.2010 tarihinde ... 4.Noterliği'nin 27617 yevmiye nolu vekâletnamesi ile azledildiğini, Avukatlık Kanunu uyarınca sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki tarafın avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda avukata karşı müteselsilen sorumlu olduğunu, davanın sulh ile sonuçlanması halinde avukatın müvekkilinden aralarındaki ücret sözleşmesinde kararlaştırılan miktarın tamamını isteyebileceği gibi karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini de isteyebileceğini, davalılardan 357.000,00 TL alacaklı olduğunu ve alacağın tahsili için ... 5.İcra Müdürlüğünün 2015/10732 Esas sayılı dosyasından takibe geçildiğini, davalıların haksız ve kötü niyetli yapmış oldukları itirazla takibin durdurulduğunu belirterek, davalıların icra takibine itirazlarının iptaline, takibin devamına ve %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
-2
Davalılar, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının ... 4. Noterliğinin 22/10/2010 tarih ve 27617 yevmiye nolu azilnamesi ile vekillik görevinden azledildiğini, azil tarihinden dava tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresininin dolduğunu, davacının dava konusu ettiği icra ve dava dosyalarında davalı şirketin vekalet görevini üstlendiğini, ... adına yürütülmüş bir vekillik görevinin söz konusu olmadığını, bu nedenle davalı ...'a husumet yöneltemeyeceğini, vekillik görevinden haklı olarak azledilen davacının vekâlet ücretine hak kazanmasının söz konusu olamayacağını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
İlk derece mahkemesince, davacının vekil olarak görev aldığı dava ve takip dosyalarında, davalı ...'ın taraf olmadığı ve davacının davalı şahsı temsil etmediği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147.maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126.maddesi) gereğince vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacakların beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, bu sürenin geçmesi ile zamanaşımına uğradıkları, eldeki davada, azil tarihi olan 22/10/2010 tarihinden takip tarihi olan 16/10/2015 tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından, davalı şirket vekilinin zamanaşımı defi yerinde görülmediği, davalının azil gerekçesinde "görülen lüzum üzerine" açıklamasıyla davacı avukatı azlettiği, azil tarihi itibariyle davacı avukat tarafından takip edilen işlerin "ibraname" ile neticelendiği, bu itibarla, azlin haklı olup olmadığının araştırılmasına gerek olmadan davacı avukatın vekalet ücreti alacağını hak ettiği gerekçeleriyle; davacının davalı ...'a yönelik davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacının davalı şirkete yönelik davasının kabulü ile; davalı şirketin ... 5. İcra Müdürlüğünün 2015/10732 esas sayılı dosyasında yaptığı itirazın iptaline, takibin 210.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş, karara karşı davacı ve davalı ... Ant. Petrol Ürn. İnş. San. Tic. A.Ş. istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı avukatın, davaya konu icra dosyalarında ve mahkeme dosyasında davalı şirketin vekili olarak görev yaptığı, söz konusu dosyalarda davalı ...'ın taraf olmadığı, bu davalının şahsı adına yapılmış bir vekalet hizmeti bulunmadığı, bu davalıya husumet düşmediği, mahkemece bu davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, mahkemenin kabulünde de olduğu gibi 02/05/2008 tarihli ibraname ile icra dosyalarının ve mahkeme dosyasının sonuçlandığı anlaşılmakta olup, yapılan azlin haklı veya haklı olmamasının davada bir önemi bulunmadığı, zamanaşımı süresinin alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/193 Esas sayılı dosyasında, dosya davalısı vekili tarafından 28/11/2008 tarihinde 02/05/2008 tarihli ibranamenin dosyaya sunulduğu, 07/10/2009 tarihli duruşmada; davacı ...'in söz konusu ibranameyi kabul etmediğini beyan ettiği ve en geç 07/10/2009 tarihinde söz konusu ibranameden haberdar olduğu, icra dosyaları ve mahkeme dosyasının düzenlenen ibraname ile sonuçlanmış olması nedeniyle zamanaşımı başlangıç tarihinin davacının ibranameden haberdar olduğu ve alacağın muaccel olduğu bu tarihten itibaren başlaması gerektiği, 07/10/2009 tarihi ile icra takip tarihi olan 16/10/2015 tarihleri arasında TBK'nun 147/5 maddesinde düzenlenen 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçeleriyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1.b-1 maddesi gereğince, esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK'nun
-3-
353/1.b.2 maddesi uyarınca ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/393 Esas, 2021/22 Karar sayılı ve 02/02/2021 tarihli kararının kaldırılarak, esas hakkında yeniden karar verilmesine, davacının davalı ...'a yönelik davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacının davalı ...şirketine ilişkin davasının zamanaşımı nedeniyle reddine, karar verilmiş, karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Davacının, davalı ... yönünden davanın usulden reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı avukatın, davaya konu icra dosyalarında ve mahkeme dosyasında davalı şirketin vekili olarak görev yaptığı, söz konusu dosyalarda davalı ...'ın taraf olmadığı, bu davalının şahsı adına yapılmış bir vekalet hizmeti bulunmadığı, imzalanan avukatlık ücret sözleşmesinin ... tarafından şirket adına imzalandığını anlaşıldığından, davacının bu yöndeki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, vekalet ücreti alacağının tahsiline yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı avukat ile davalı şirket arasında vekalet akdinin kurulduğu ve avukatlık ücret sözleşmesinin imzalandığı, 22.10.2010 tarihli azilname ile davacı avukatın azledildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Avukatlık Kanunu'nun 171/1.maddesine göre avukat, üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesine dayanmakta olup, vekalet sözleşmesinin en önemli unsurları arasında; vekilin talimata uygun hareket etme borcu, özen borcu ve hesap verme borcu gelmektedir. Vekalet sözleşmesinde vekilin hesap verme borcu vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup; işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. TBK'nun 508. maddesi hükmü gereğince vekil, talep üzerine yaptığı işin hesabını vermeye ve müvekkili nam ve hesabına edindiği herşeyi iade etmeye, iade edinceye kadar da almış olduğu şeyleri saklamaya zorunludur. Bu nedenle de zamanaşımı vekalet ilişkisi sürdükçe işlemez. Bir başka deyişle zamanaşımı vekalet ilişkisinin istifa azil, ölüm vs. gibi sebeplerle son bulması ya da vekilin hesap vermesi ile işlemeye başlar.
Vekalet akdinden kaynaklanan davalar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147/5. maddesi hükmü gereği 5 yıllık zaman aşımı süresine tabidir. Somut olayda; davacı avukatın 22.10.2010 tarihinde azledildiği, eldeki itirazın iptali dosyasına konu icra takibinin ise 16.10.2015 tarihinde başlatıldığı anlaşılmakla henüz 5 yıllık zaman aşımı süresi dolmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesi'nce, yanılgılı gerekçeyle, avukatın takip ettiği dava ve icra dosyalarının, müvekkilinin karşı taraf ile imzaladığı ibraname ile sona erdiği ve en geç ibranamenin davacı tarafından öğrenildiği tarih itibariyle vekalet ücreti alacağının muaccel hale gelip zaman aşımı süresinin başlayacağı gerekçesiyle davanın davalı şirket yönünden zaman aşımından reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
-4-
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazının REDDİNE, 2.bentte açıklanan nedenlerle HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın aynı Kanun'un 373/2 maddesi uyarınca kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 26/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.