Esas No: 2022/4662
Karar No: 2022/7036
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4662 Esas 2022/7036 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/4662 E. , 2022/7036 K.Özet:
Davacı, sahte kimlikli bir şahıstan araç satın alırken, aracın çalıntı olduğunu öğrenerek zarara uğradığını ileri sürerek noterden 24.000 TL'nin yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Mahkeme, davayı reddetmiştir ancak Yargıtay bozma kararı vermiştir. Yine Yargıtay'ın bozma kararının ardından, mahkeme sahte nüfus cüzdanı kullanılarak yapılan araç satışının davalı noterin kusuru olduğuna karar vermiş ve 24.000 TL tazminata hükmetmiştir. Karar, dahili davalı mirasçılar tarafından temyiz edilmiştir. Ancak Yargıtay, mahkemenin eksik inceleme ve araştırma yaparak hatalı bir karar verdiğine hükmederek bozmuştur. Kararın madde açıklamaları şöyledir: - Türk Medeni Kanunu’nun 619. maddesi, mirasçıların terekenin resmi defterinin tutulmasını isteme hakkından bahseder. - TMK'nın 625.maddesi, mirasbırakanın borçları için resmi defterin tutulması devam ederken icra takibi yapılamayacağını ve davalara devam edilemeyeceğini düzenler. - Yargıtay, dahili davalıların temyiz itirazlarını inceleneceğine gerek görmediğini belirtmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde dahili davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; otomobil pazarında araç almak için gezerken davaya konu aracı almak istediğini ve gerekli işlemler için gittiği Beşiktaş 16. Noterliğinde 21/07/2004 tarihli sahte kimlikli şahsın satıcı olduğu sözleşmenin düzenlendiğini, bu sözleşmeye istinaden 24.000 TL bedel ödediğini, Trafik Sicil Müdürlüğüne gittiğinde aracın çalıntı olduğunun ortaya çıktığını, bunun üzerine araca el konulduğunu ve kendisi hakkında yasal işlemler başlatıldığını, maddi ve manevi olarak zarara uğradığını ileri sürerek; 24.000 TL'nin 21/07/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı noterden tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın reddine yönelik olarak verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine; Dairece verilen 10/06/2015 tarihli ve 2015/7653 E. 2015/1069 K. sayılı kararla; söz konusu kimliğin iğfal kabiliyeti olup olmadığı ve davalı noter yönünden illiyet bağının kesilip kesilmediği hususunda araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, ceza mahkemesinde alınan ekspertiz raporu esas alınarak davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; 3.kişinin bu eylemiyle illiyet bağının kesildiği, satış sözleşmesinde her iki tarafın satılan otonun trafik kaydını inceledikleri ve bildikleri hususunun da satış senedinin 7.maddesinde açıkça yazılı olduğu, bu nedenle olayda davalı noterin kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair karar, davacı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 15/10/2018 tarihli ve 2018/2156 E. 2018/10028 K. sayılı kararla; sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, aslı temin edilemeyen, bu nedenle iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığı tespit edilemeyen sahte nüfus cüzdanına istinaden söz konusu araç satış işleminin yapıldığı, davalı noterin sorumluluğun kusursuz sorumluluk olduğu ve nedensellik bağının kesildiğini ispat edemediği gözetilmek suretiyle davacının uğradığı maddi kayıpların belirlenmesi ve belirlenecek bu maddi kaybın davalı noterden tazminine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Söz konusu bozma kararı üzerine, mahkemece; davanın kabulü ile, 24.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm, dahili davalı mirasçılar tarafından temyiz edilmiştir.
1- Türk Medeni Kanunu’nun 619. maddesinde; ”Mirası reddetmeye hakkı olan her mirasçı, terekenin resmi defterinin tutulmasını isteyebilir…”
Aynı Kanun'un 625.maddesinde ise; "Resmî defter tutulması devam ettiği sürece mirasbırakanın borçları için icra takibi yapılamaz.
Bu süre içinde zamanaşımı işlemez.
Acele hâller dışında, davalara devam edilemeyeceği gibi, yeni dava da açılamaz." şeklinde düzenleme mevcuttur.
Terekenin defterinin tutularak tespiti sonucunda mirasçılar mirasın reddi veya kabulü konusunda karar verebileceklerinden TMK'nın 625.maddesi gereğince resmi defter tutulması devam ettiği sürece mirasbırakanın borçları acele haller dışında davalara devam edilmeyeceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davalının yargılama sırasında vefat ettiği, mirasçıları tarafından, İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/21 tereke sayılı dosyasında, murisin terekesinin tespiti için dava açıldığı görülmektedir.
Buna göre, mahkemece; dahili davalı mirasçılar tarafından tereke mahkemesinde açılan davanın, yukarıda anılan yasa hükümleri gereğince, bekletici mesele yapılarak sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, dahili davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın dahili davalılar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle dahili davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.