Esas No: 2011/16012
Karar No: 2012/4577
Karar Tarihi: 26.03.2012
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16012 Esas 2012/4577 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/07/2009 tarih, 2009/7741 E., 2009/11484 K. sayılı bozma kararında özetle; [Davacı Hazinenin temyiz itirazları çekişmeli taşınmazın (B) ile işaretlenen 8.224 m2 yüzölçümlü bölümüne yönelik olup mahkemece, orman bilirkişi tarafından düzenlenen rapor dayanak alınarak, davacının yargılama sırasında tutunduğu Aralık 1955 tarih 3 sıra nolu tescil ilamı yoluyla olaşan tapu kaydının dayanağı olan tescil ilamı ve krokisi getirtilip uygulanmadan ve kadastro çalışmaları sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmadan yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme, alınan uzman bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli değildir.
Kural olarak bir yerde, 4785 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 13/07/1945 tarihinden sonra yapılıp kesinleşen orman kadastrosu varsa o yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığının kesinleşen orman kadastrosu harita ve tutanaklarının uygulanması sonucu belirlenecektir. Nevar ki; davacı Hazine, taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacak devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile dava açtığına göre, dava konusu taşınmazın yalnızca kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kalması yeterli olmayıp zilyetlikle kazanılması koşullarının bulunup bulunmadığının ve ayrıca 4999 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince herhangi bir nedenle orman sınırları dışında bırakılmış orman olup olmadığının da araştırılması gerekir.
Alınan uzman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın öncesinin temyize konu (B) ile işaretlenen bölümünün 1955 baskı tarihli memleket haritasında açık alanda kaldığı bildirilmiş ise de rapor ekindeki aplike incelendiğinde (B) ile işaretlenen taşınmazın bir bölümü yeşil renkli alanda gözükmektedir. Taşınmaz bir an için 1993 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kaldığı kabul edilse bile, aslında ormanların zilyetlikle kazanılamayacağı, kaldı ki; arazi kadastrosunun 2006 yılında yapıldığı gözönünde bulundurulduğunda, kadastro tespit tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığı bir yana, 05/11/2003 gün ve 4999 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince “...evvelce sınırlaması yapılmış olup da, herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış orman” olması nedeniyle öncesinin orman olup olmadığının da araştırılması ve devletin hüküm ve tasarrufu altında orman sayılan yer olması halinde kesinleşen orman sınırı dışında kalan taşınmaza yönelik Hazinenin davasının kabul Edilmesi gerekir. Çekişmeli taşınmaz ile komşularının çevresi kesinleşen orman tahdit haritası içinde kalan devlet ormanı ile çevrili olup taşınmazın 6831 sayılı Yasanın 17/2 maddesi uyarınca orman içi açıklık niteliğinde olup olmadığı yönünde araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle davalı kişinin tutunduğu tapu kaydının dayanağı olan Göksun Sulh Hukuk Mahkemesinin 22/07/1955 gün 1953/180-1955/129 sayılı dava dosyası bulunduğu yerden getirtilmeli, dava dosyasının bulunamaması halinde tescil ilamı ve krokisi tapu sicil müdürlüğünden istenerek önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planları ilgili yerlerden getirtilip, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde
nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı;
orijinal-renkli memleket haritası ölçeği kadastro paftası ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-cad vb usuller kullanılarak) çevrildikten sonra yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunun yalnız büro incelemesi ile değil, uygulama ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili rapor alınmalı; kesinleşen orman sınırı dışında kalıp da hava fotoğrafı ve memleket haritasındaki görünüm ve rumuzlara eylemli duruma göre devletin hüküm ve tasarrufu altında ve orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, taşınmazın tamamının veya bir kısmının devletin hüküm ve tasarrufu altındaki orman sayılan yer olması halinde kesinleşen orman kadastrosu ile kadastro tespit tarihi ve ayrıca 6831 sayılı Yasanın 4999 sayılı Yasa ile değişik 7. maddesi gereğince herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki zilyetlikle kazanılmayacak yer olduğu gözönünde bulundurularak Hazinenin davası kabul edilmeli; böylesine yapılacak uygulama ve araştırma sonunda, çekişmeli parselin temyize konu bölümünün devletin hüküm ve tasarrufu altında öncesi ve halen orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, bu kez davalının tutunduğu tapu kaydının dayanağı olan tescil ilamında Hazine taraf ise, tapu kaydı ve krokisi yerel bilirkişi yardımıyla ve kadastro fen bilirkişi marifetiyle taşınmazın kadastro paftasıyla birlikte çakıştırılmak suretiyle zemine aplike edilmeli;tapu kaydının kapsamı 3402 sayılı Yasanın 20/A maddesine uygun olarak belirlenmeli, bilinmeyen sınırlar bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıklardan her sınır hakkında ayrıntılı ve inandırıcı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu komşu parsel kayıtları ile denetlenmeli, 3402 sayılı Yasanın 20/A maddesine göre, “Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırları itibar” olunacağından, çekişmeli taşınmazın davalıya ait tapu kaydı ve krokisi kapsamında kalıp kalmadığı, krokinin fenni sıhhate haiz olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz ile örtüşüp örtüşmediği uygulama sonunda raporda tartışılmalı; keşif ve uygulama bilirkişilerinin düzenleyecekleri müşterek krokiye ayrı ayrı renklerle yansıtılmalı; tapu kaydının dayanağı olan krokinin uygulanma kabiliyetinin bulunmaması halinde, tapu kaydının batı ve güney sınırı “Cebel” okuduğundan ve zeminde de aynı sınırlarda devlet ormanı bulunduğundan değişebilir nitelikte olup 3402 sayılı Kadastro Yasasının 20/C maddesi uyarınca miktarıyla geçerli kapsamı belirlenmeli, kayıt ve belgelerin lehe olduğu kadar aleyhe de delil teşkil edebilecekleri, kayıt miktar fazlasının sınırda bulunan ormandan açma yapmak suretiyle oluşturulduğu dikkate alınmalı, dayanak tapu kaydının çekişmeli yere ait olmadığının belirlenmesi halinde çekişmeli taşınmazın temyize konu bölümünün komşu parsellerde dikkate alınarak 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesi uyarınca orman içi açıklık niteliğinde olup olmadığı yönünde gerekli araştırma ve inceleme yapılmalı bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilme] gereğine değinilmiştir. Mahkemece, çekişmeli 101 ada 12 nolu parselin (A, B, C, H ve J) ile gösterilen bölümlerinin 1993 yılında kesinleşen orman tahdidi içinde kalması gerekçe gösterilerek orman vasfıyla Hazine adına, (I ve F) ile gösterilen bölümlerinin davalının sunmuş olduğu tapu kaydı sınırları içinde kalmadığından yerel bilirkişinin zilyetliğe ilişkin beyanlarına da itibar edilmeyeceği gerekçe gösterilerek orman vasfıyla Hazine adına, (E) ile gösterilen bölümün kesinleşen tahdidin dışında bulunduğu ve davalının tutunduğu tapu kaydının (E) ile gösterilen bölümü kapsadığı gerekçe gösterilerek bu bölüm yönünden davanın reddi ile tespit gibi davalı ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından davalı adına tescile karar verilen 101 ada 12 nolu parselin (E) bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 10/08/1993 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına
26/03/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.Başkan V.