Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/12434 Esas 2010/3139 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/12434
Karar No: 2010/3139
Karar Tarihi: 22.3.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/12434 Esas 2010/3139 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme tarafından verilen karar, bir parça taşınmazda ortaklığın giderilmesi davasıyla ilgiliydi. Mahkeme, satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermişti ve dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerektiğini belirtti. Ancak, bu muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa, bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) tapuda üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde, bu kişiyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Ayrıca, kabul şekli bakımından da Harçlar Kanunun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan Hazine’den harç alınması da doğru bulunmadığından hükmün bozulması gerekir. Kararda geçen kanun maddeleri ise Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesidir.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/12434 E.  ,  2010/3139 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalılardan Maliye Hazinesi tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava bir parça taşınmazda ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
    Olayımıza gelince; Dava konusu ... ada ... parsel nolu taşınmaz davacı ... Genel Müdürlüğü ve davalı Maliye Hazinesi, ... ve ... adlarına kayıtlıdır. Taşınmaz üzerinde muhdesat olarak iki adet yapı bulunmaktadır. Bilirkişi kurulu raporundaki tevzi tablosunda davada taraf olmayan ve tapu paydaşı da bulunmayan ...’a muhdesattan pay verilmiştir.Yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde davada taraf ve tapuda paydaş olmayan üçüncü kişi durumunda bulunan ...’ın taşınmaz üzerindeki yapıları nedeniyle satış parasından pay verilmesi mümkün olmamasına karşın oran kurulmak suretiyle satış parasından pay verilmesi doğru değildir.Ayrıca kabul şekli bakımından da Harçlar Kanunun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan Hazine’den harç alınması da doğru bulunmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara