Esas No: 2011/15065
Karar No: 2012/4537
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15065 Esas 2012/4537 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, Hazine adına kayıtlı olan bir taşınmazın kendisi adına kayıtlı bir başka taşınmazla birleştirilerek kendisinin sahip olduğunu iddia ederek tapunun iptali ile kendi adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece önce ilk kararı verilmiş, ancak Yargıtay bu kararı bozmuştur. Yeniden yapılan yargılama sonucunda çekişmeli taşınmazın kısmen orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek (A)=9189,80 m² bölüm yönünden infaza elverişli tescil kararı verilmemiş, diğer bölümler için ise tescil kararına hükmedilmiştir. Kararda 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesi ile 438/7. maddesi detaylı açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, ... köyü 122 ada 32 parsel sayılı 13230,22 m² yüzölçümündeki taşınmazın fundalık niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıtlı olduğunu, ancak kendisi adına tapuda kayıtlı aynı ada 6 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olarak muris ... mirasçıları zilyedliğinde bulunan tarım alanı olduğu iddiasıyla tapunun iptali ile adlarına tescilini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne, Hazine adına olan tapunun iptaline, çekişmeli parselin muris ... mirasçıları adına tapuya tesciline ilişkin verilen karar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 25/03/2008 gün ve 2008/2793-4649 sayılı kararı ile [.... Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı ve 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz kazanma koşullarının davacı ve paydaşları yararına gerçekleştiği gerekçesiyle taşınmazın muris ... mirasçıları adına tesciline karar verilmişse de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Dosyada yer alan tahdit haritasında çekişmeli taşınmazı ilgilendiren orman sınır noktalarını birleştiren hat ile karara dayanak alınan bilirkişiler tarafından düzenlenen krokide, aynı noktaları birleştiren hat arasında açı, eğim, yön ve uzaklık bakımından benzerlik yoktur. Bilirkişilerce daha sonra 1995 yılında yapılan aplikasyon haritasının esas alınarak rapor düzenlendiği anlaşılmaktadır. Oysa, aplikasyon işlemi yeni bir kadastro işlemi olmayıp, kesinleşen orman kadastrosunda yazılı orman sınır noktalarının yenilenmesi, başka anlatımla güncelleştirilmesinden ibarettir.
Orman bilirkişisince orman kadastrosu ve aplikasyon tutanakları gerektiği gibi uygulanıp, denetlenmeden haritalar uygulanmak suretiyle çekişmeli parselin konumunun gösterilmesi suretiyle yapılan uygulama yöntemine uygun değildir. Orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon harita ve tutanaklarının birbiri ile çelişmesi halinde orman kadastro haritası ve aplikasyon haritalarına değil, ilk orman kadastrosuna ait tutanaklarda tarif edilen orman sınır noktaları ve tutanaklarda yazılı sınırlara değer verilerek orman sınırlarının belirlenmesi gerekir.
Bundan ayrı; çekişmeli yer 2005 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında “fundalık” niteliği ile tespit gördüğüne göre zilyetliğin çok güçlü delillerle kanıtlanması gereklidir....] belirlemesi yapılarak bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra H.Y.U.Y."nın 409. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle Dairenin 12/07/2010 gün ve 2010/6931-9930 sayılı kararı ile “...Mahkemece yapılacak iş, bozma ilamını davanın gerçek taraflarına tebliğ etmesi, karar düzeltme süresini bekledikten
sonra H.Y.U.Y."nin 388. maddesine göre duruşma tensibini davanın gerçek taraflarına göre yapması ve davanın taraflarına usule uygun ve doğru tebligat çıkarması, bundan sonra duruşmaya gelen taraflara bozma ilamına karşı diyeceklerinin sorulması, usulünce yapılacak tebligata rağmen duruşmaya gelmemeleri ve geçerli mazeret bildirmemeleri veya gedikleri halde davayı takip etmeyeceklerini beyan etmeleri durumunda dosya işlemden kaldırılarak usulün 499/5. maddesine göre işlem yapılması gerekir. Tarafların duruşmaya gelerek davayı takip etmeleri halinde ise, işin esasına girerek bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yaparak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi ....” gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın KISMEN KABULÜNE ve bilirkişi raporları ve ekli krokilerinde (A) işaretli 9189,80 m² alanın orman sayılmayan yerlerden olduğundan bu kısım yönünden davanın kabulüne, (B) işaretli 3304,90 m² ve (C) işaretli 1735,54 m² bölümlerin orman sayılan yerlerden olduğundan bu bölümlere yönelik açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesi gereğince kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak 10 yıl içinde açılan tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli parselin bulunduğu yörede 1949 yılında 3116 sayılı Yasaya göre seri bazında orman kadastrosu yapılmış ve kesinleşmiştir. Daha sonra 1995 yılında yapılan aplikasyon ve 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B uygulaması 14/04/1998 tarihinde ilan edilmiş ve bu uygulama da kesinleşmiştir. Genel arazi kadastrosu işlemi 03/04/2005 tarihinde yapılmış ve sonuçları 03.05.2005 - 01.06.2005 tarihleri arasında ilan edilmiş ve kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak yazılı şekilde kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; davacı gerçek kişi tarafından çekişmeli taşınmazın tapusunun iptali ile tescilinin talep edilmesine rağmen mahkemece orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek kabul kararı verilen (A)=9189,80 m² bölüm yönünden infaza elverişli tescil kararı verilmemesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasının 1. bendinin 2. paragrafının 6. satırında yer alan “Davanın kabulüne” cümlesinden sonra gelmek üzere “Ve çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporundaki (A)=9189,80 m² bölümünün tapusunun iptali ile tarla niteliğiyle davacı ... adına tapu siciline kayıt ve tesciline” cümlesinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 26/03/2012 günü oybirliğiyle karar verildi.