Esas No: 2022/4650
Karar No: 2022/7045
Karar Tarihi: 27.09.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/4650 Esas 2022/7045 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/4650 E. , 2022/7045 K.Özet:
Davacı, davalının eşinin işlettiği otoparkta tanıştığı davalının eşinin ortaklık teklifini kabul ettiğini ve ortaklık bedeli olarak 425.000,00 TL talep ettiğini ancak sonradan dolandırıldığını ileri sürerek davalının hesabına gönderilen 240.000,00 TL'nin tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiş, birleşen davada ise elden ödenen 185.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının iptaline ve icra inkar tazminatı talebi ile birleşen davanın reddine karar vermiş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Yargıtay ise davacının sair temyiz itirazlarının reddine karar vermiş, ancak takip konusu bedelin belirlenebilir ve likit olduğu gerekçesiyle icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesini usul ve kanuna aykırı bulmuş, böylece mahkemenin kararını bozmuştur. Bu konuda, itirazın iptali davalarında İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için; takibe konu alacağın likit olması gerektiği ve borçlunun borç tutarını tespit edebilir durumda olması gerektiği vurgulanmıştır.
Kanun maddeleri: İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.
"İçtihat Metni"
ANKARA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen itirazı iptali ve alacak davalarında asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; asıl ve birleşen davada davacı ve asıl davada davalı ... vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı ve asıl davalı ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı asıl davada, 2017 yılı Ocak ayında davalının eşinin işlettiği otoparka araç bırakırken tanıştığı davalının eşinin karlı bir işletme olduğunu belirterek ortaklık teklif etmesi üzerine ikna olarak ortaklığı kabul ettiğini, ortaklık bedeli olarak 425.000,00 TL talep eden davalının eşinin bu istemi üzerine taşıt aracını ve taşınmazını satarak gerekli ödemeyi yaptığını, ödenen paranın toplam 240.000,00 TL tutarını davalının hesabına havale yolu ile gönderdiğini, bakiye 185.000,00 TL tutarı ise elden ödediğini, ancak ortaklıkla ilgili olarak yeterli belge düzenlemedikleri için banka davalının hesabına gönderilen paraya dair havale dekontlarını emanet kaydı ve açılaması koyduğunu, ortaklık ile ilgili olarak sadece kira sözleşmesi düzenlendiğini ve sözleşmede davalının eşi ile
kendisinin kiracı, dava dışı ... ...'ın ise kiraya veren olarak adları ve imzalarının bulunduğunu, ancak daha sonra kira sözleşmesine 01/10/2016 tarihinin yazıldığını sözleşmenin görüntüsünün whatsapp üzerinden kendisine gönderilmesi üzerine farkettiğini ve bu şekilde dolandırıldığını anladığını ileri sürerek; davalının hesabına gönderilen 240.000,00 TL'nin tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davacı birleşen davada; davalı ile arabasını park etmek için gittiği otoparkta tanıştığını, davalının otoparkı işleten kişi olduğunu, aralarında geçen sohbet sonrası davalı ile şahsi samimiyet kurduklarını, davalının otopark işinin karlı olduğu ve kendisinin de maddi sıkıntıda olduğundan ortaklık teklifinde bulunduğunu, ortaklık için anlaşılan 425.000,00 TL'yi kısım kısım davalının eşi ve kendisine ödediğini, kendisine imzalatılan sözleşmede eski tarih kullanılmak suretiyle kendisinin dolandırıldığının sonradan farkına vardığını, davalıya elden ödenen 185.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalılar davanın reddini dilemişlerdir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara 13. İcra Müdürlüğünün 2017/14646 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 201.900,00 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin 201.900,00 asıl alacak yönünden devamına, icra inkar tazminatı talebi ile birleşen davanın reddine, karar verilmiş, karara karşı davacı ve asıl dosyada davalı ... taraflar istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesince, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve asıl dosyada davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı ...’ın tüm, davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için; diğer yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın çözümü kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
Somut olayda; alacağın belirlenebilir ve likit olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, takip konusu bedelin belirlenebilir, likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzelterek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’ın tüm, davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 25/01/2022 tarih ve 2021/510 Esas, 2022/9 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 28/01/2021 tarih ve 2017/531 Esas, 2021/43 Karar sayılı kararının hüküm bölümünün 2. bendi hükümden çıkartılarak yerine, “Asıl alacak tutarı olan 201.900,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle 6100 sayılı HMK'nun 370/2. maddesi uyarınca ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıya iadesine, 10.343,80 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden asıl davada davalı ...'a yükletilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 27/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.