Esas No: 2022/5664
Karar No: 2022/7139
Karar Tarihi: 28.09.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/5664 Esas 2022/7139 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/5664 E. , 2022/7139 K.Özet:
Davalı tarafından başlatılan icra takibi sebebiyle davacı, imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek menfi tespit davası açmıştır. Mahkeme, daha önce açılan tahliye davasında kira sözleşmesinin yapıldığını belirlediğinden davayı reddetmiş ve bu karar, temyiz edilerek Yargıtay'a taşınmıştır. Yargıtay kararıyla, icra mahkemesinin takip kararları esas bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceği ve işin esası incelenerek karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme, kiraya verenin akdi ilişkinin varlığı ve aylık kira bedelinin tutarını ispat etmesi gerektiğini ve davanın reddedilmesinin yanılgılı değerlendirmeyle verildiğini vurgulayarak kararı bozmuştur. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. ve 200. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde dahili davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; hakkında davalı tarafından başlatılan icra takibinin dayanağını teşkil eden 01/07/2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, icra takibine itiraz süresini kaçırdığını ileri sürerek; davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacının imza inkarının yerinde olmadığını, kiracı sıfatıyla taşınmazı kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalı tarafından davacı aleyhine açılan tahliye davasına ilişkin kararın gerekçesinde taraflar arasında 01/07/2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin yapıldığının belirlendiği, kesinleşen kararın taraflar için kesin hüküm niteliğinde olduğu gerekçesiyle; davanın reddine dair verilen karar, davacının temyizi üzerine, Dairemizin 07/09/2021 tarihli ve 2021/5051 E. 2021/7929 K. sayılı ilamıyla; icra mahkemesinin takip hukukuna ilişkin kararlarının (istihkak davaları ve ihalenin feshi talebinin reddine ilişkin kararları hariç), genel mahkemelerde açılan davalarda, esas hak bakımından maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği ve işin esası incelenip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; dava dışı ...'in 01/07/2005 tarihinde davacı adına hareket ederek davalıya ait konutu kiraladığı, kira sözleşmesinde bulunan imzanın ... tarafından davacı yerine imzalandığı, davaya konu edilen konutta davacı ve ailesinin oturduğu bu durumun kiralananın tahliyesi davası ve dinlenen tanık anlatımları ile sabit olduğu, uyuşmazlığa konu takip dosyasında kiralananda tutulan 12/09/2011 tarihli haciz tutanağında dahili davacılardan Kübra’nın imzasının yer aldığı, ayrıca önceki takiplerde tutulan haciz tutanaklarından da davacı ve ailesinin kiralananda oturduklarının anlaşıldığı, icra hukuk mahkemesinde de davacının adresinin kiralanan olarak görüldüğü, netice itibari ile taraflar arasında geçerli bir kira ilişkisinin bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karar, dahili davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere, ispatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre, ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Aynı Kanun'un belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat edilemez.
Kural olarak kira ilişkisinin varlığını ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfeti kiraya verene, kira bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise kiracıya düşer. HMK'nın 200. maddesi uyarınca akdi ilişkinin varlığı ve aylık kira bedelinin yazılı delille kanıtlanması gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece; kira sözleşmenin varlığı ile kira bedelinin tutarı konusunda yukarıda açıklanan ispat kuralları çerçevesinde taraflarca sunulmuş olan deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince dahili davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.