Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/14370 Esas 2011/1773 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/14370
Karar No: 2011/1773
Karar Tarihi: 01.03.2010

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/14370 Esas 2011/1773 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2010/14370 E.  ,  2011/1773 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Davacı, 01.11.2009-18.01.2010 tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
    2-Dava, davacının 01.11.2009-19.01.2010 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalı olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece istemin kabulü ile davacının 01.11.2009-18.01.2010 tarihleri arasında Tarım Bağ-kur sigortalısı olmadığının tespitine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının ; 01.09.1999 tarihinden itibaren ... Ziraat Odasına, 05.12.1995 tarihinden itibaren Pancar Ekicileri Kooperatifine kayıtlı olduğu, adına kayıtlı zirai taşınmazlarının bulunduğu, 02.11.2006 ile 2009 yılı 12 ayları arasında kesintili olarak farklı iş yerlerinde toplam 1055 gün 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olarak çalışmaları bulunduğu, davacının 01.12.2008 tarihinde başlayan 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalılığının 31.08.2009 tarihinde sona erdiği, 28.11.2009 tarihinde tekrar farklı bir iş yerinde 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olarak çalışmaya başladığı ve Kurum tarafından teslim ettiği ürün bedellerinden Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından yapılan prim esintileri dikkate alınarak 01.11.2009 tarihinde 5510 sayılı Yasanın 8 maddesi uyarınca Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescili yapılarak 18.01.2010 tarihinde sona erdirildiği anlaşılmaktadır.
    Sözü edilen sosyal sigortalılık, kişinin Anayasa’da ifadesini bulan temel sosyal haklardan olan sosyal güvenlik hakkına ilişkindir. Nitekim, Anayasa’nın 12. maddesine göre, herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Anayasa’nın 60. maddesinde ise, “herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde, sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı dokunulmaz ve feragat edilemez bir hak olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
    5510 sayılı Yasanın 4/b-4 maddesinde bu ilke aynen benimsenerek tarımsal faaliyette bulunanların sigortalı sayılacakları bildirilmiştir. Bu haliyle sigortalı olmak, kişi bakımından sadece bir hak olmayıp, aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu nedenle, sigortalılık hakkından feragat edilemez.
    Öte yandan 2926 sayılı Yasa"nın 6/b maddesi hükmüne göre, “diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren sigortalılıkları sona ereceği, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın 4/b-4 maddesi ile "tarımsal faaliyette bulunanların bu kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından sigortalı sayılacağını", 5510 sayılı Yasa"nın 6/i maddesi "Kamu idareleri hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenlerin bu kanunun kısa ve uzun madeli sigorta kolları uygulaması bakımından sigortalı sayılmayacağı”, 5510 sayılı Yasanın 8/3 maddesi " tarımsal faaliyeti bulunanların kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt tarihinden itibaren ilgili Kurum ve Kuruluş ve birliklerin sigortalı işe giriş bildirgesi düzenleyerek en geç bir ay içinde Kuruma vermekle yükümlü olduklarını, ayrıca tarımla uğraşanların kendilerinin de bildirim yapabileceklerinin belirtildiği" 5510 Sayılı Yasanın 9/b-5 maddesi "Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetlerinin sona erdiği veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamına girdiği tarihten itibaren sigortalılığının sona ereceği" ve 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasanın 33 maddesi ile değiştirilen 5510 Sayılı Yasanın" sigortalılık hallerinin birleşmesi" başlıklı 53/1 maddesinde ise "Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı" belirtilmiştir.
    Kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyeceklerdir. Ancak devam eden uyuşmazlıklarda, tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kural “derhal yürürlüğe girme” niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup otoritesi kamu düzenini ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu açıklamalar karşısında somut olayda 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 6111 Sayılı Yasanın 33 maddesi ile değişik 53/1 maddesinin yürürlüğe girme tarihinden itibaren olmak üzere tamamlanmamış hukuki durumlara uygulanacağının kabulü gerekir.
    Uyuşmazlık davacının mülga 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olarak çalışmasının 31.08.2009 tarihinde sona ermesi nedeni ile 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Yasanın 8/2 maddesi uyarınca Ziraat Odası ve Pancar Ekicileri kooperatifi kaydı bulunan davacının tarımsal faaliyeti nedeni ile tescil edildikten sonra 28.11.2009 tarihinde başlayıp 31.12.2009 tarihine kadar devam eden 5510 sayılı Yasanın 4-a bendi kapsamında çalışmasının geçerli sayılıp sayılmayacağı ve 01.11.2009-18.01.2010 tarihleri arasında 5510 Sayılı Yasanın 4/b-4 maddesi kapsamında Tarımsal faaliyeti nedeni ile sigortalı sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadır.
    01.10.2008 tarihinden önce yürürlükte bulunan 2926 sayılı Yasanın 6/b maddesi ile "diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren sigortalılıkları sona ereceği" düzenlemesi ile tarım bağ-kur sigortalılığı ile 506 Sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı çalışmaların çakışması halinde 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmalara üstünlük tanınacağı açıkca düzenlendiği, 5510 Sayılı Yasanın 53/1 maddesinde 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasanın 33 maddesi ile yapılan değişiklikle de aynı ilkenin benimsenmiş olması nedeni ile mahkemece 28.11.2009-31.12.2009 tarihleri arasında davacının Tarım Bağ-Kur sigortalı olmadığının tespitine ilişkin verilen karar doğru ise de 01.10.2010-18.01.2010 tarihleri arasındaki dönem yönünden 5510 sayılı Yasanın 9/b-5 maddesinde belirtilen davacının tarımsal faaliyetlerinin sona erdiğinin veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamına girip girmediği ile ilgili araştırma yapılmadan Tarım Bağ-Kur sigortalı olmadığının tespitine karar verilmesi doğru değildir.
    Yapılacak iş; 01.01.2010-18.01.2010 tarihleri arasındaki süre yönünden 5510 sayılı Yasanın 9/b-5 maddesi uyarınca kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, sigortalılığı sona erdiren haller olarak sayılan; tarımsal faaliyetlerinin sona erip ermediğini araştırmak, tarımsal faaliyetinin devam ettiğinin anlaşılması halinde yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olup olmadığını tespit ettirip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hatalı değerlendirme ve eksik araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara