Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15215 Esas 2012/4525 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/15215
Karar No: 2012/4525
Karar Tarihi: 26.03.2012

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15215 Esas 2012/4525 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davanın konusu, tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmazın kazandırıcı zaman aşımı yoluyla edinilmesi ve adına tescili iddiasıdır. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalılar Hazine ve Belediye Başkanlığı kararı temyiz etmiştir. Temyiz sonucunda Yargıtay, taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacak yer görünümünde olduğuna karar vererek davacının tescil talebini reddetmiştir. Davanın konusu, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca açılan tapusuz taşınmazın tesciline ilişkindir. Taşınmazın bulunduğu yerde, 27.11.1975 tarihinde ilanı yapılan orman kadastrosu ve 23.05.1987 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 28.09.1976 tarihinde kesinleşmiştir. Kanun maddeleri ise, Medeni Kanunun 713. ve 715/2. maddeleri ile 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 16/C ve 17. maddeleridir.
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2011/15215 E.  ,  2012/4525 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... beldesi, ... mahallesi ... mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medeni Yasanın 713. maddesi gereğince adına tescili iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen karar davalılar Hazine ve ... Belediye Başkanlığın tarafından temyiz edilmekle Dairemizin 07.06.2010 gün 2010/4411-7934 sayılı kararı ile “...Dava konusu taşınmazın keşif sırasında çekilen fotoğraflarının incelenmesinde ise üzerinde köklü kayalıklar ve maki türleri bulunduğu, genel görünüm itibarıyla taşlık ve kayalık olup zilyetlikle kazanılamayacak yer görünümünde olduğu anlaşılmaktadır. Hükme dayanak yapılan jeolog ve ziraat bilirkişi tarafından düzenlenen raporlarda çekişmeli taşınmazın öncesinin keletelik arazi olduğu, keşifteki bulgu ve incelemelere göre %65’nin toprak, %45’nin ise taşlık ve kayalık olduğu, toprağın kayalıklar arasında cepler halinde bulunduğu, taşınmazın üzerinde belirgin bir imar ve ihya çalışmasının yapılmadığı ve doğal hali ile bulunduğu, içindeki taşlık ve kayalık alanların temizlenmediği, dar kelete alanlarından açığa çıkan kaya parçalarının bir kısmının kenarlara atılması ve üzerinde bulunan delice ve harnup ağaçlarının aşılandığı açıklanmıştır. Bu tür yerlerde 3402 Sayılı Yasanın 17. maddesi anlamında imar ve ihyanın tamamlandığı, zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemez. Davacı adına tescile karar verilen ve temyize konu taşınmazın, dava tarihine kadar 20 yıl süreyle ekonomik amacına uygun olarak nizasız fasılasız malik sıfatıyla kullanılmadığı ve taşlık, kayalık ve makilik bölümlerinin taşınmazın büyük bölümü içinde dağınık halde bulunduğu M.Y."nın 715/2. ve 3402 Sayılı Yasanın 16/C maddeleri gereğince Devletin hüküm ve tasarrufu altında kayalık olup, tescil ve sınırlandırmaya ve hiç bir şekilde özel mülkiyete konu olamayacak taşınmaz hakkında imar ihyasının dahi tamamlanmadığı düşünülerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi ...” gereğine değinilmiştir. Daire bozma kararına karşı davacı vekilinin karar düzeltme talebi de Dairenin 30.09.2010 gün 2010/10743-11588 sayılı kararı ile reddedilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca açılan tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 27.11.1975 tarihinde ilanı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ve 23.05.1987 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 28.09.1976 tarihinde kesinleşmiştir.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 26.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.











    Hemen Ara