Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/1528 Esas 2011/1767 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1528
Karar No: 2011/1767
Karar Tarihi: 01.03.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/1528 Esas 2011/1767 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2010/1528 E.  ,  2011/1767 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava 29.7.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 5,10 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemenin maddi tazminata ilişkin belirlemesi yerindedir. Manevi tazminata gelince: Manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşüldüğü, manevi tazminatın fazla takdir edildiği anlaşılmaktadır.
    Davacının iş kazası sonucu % 5,10 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının kusuru bulunmadığı,davalı işverenin % 100 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
    Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu,olayın ağırlığı,davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
    Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına 8.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 20.000,00-TL’sine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine;
    “1-Davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile 15.965,56-TL maddi tazminat ile takdiren 8.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 23.965,56-TL tazminatın olay tarihi olan 29.07.2006 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla manevi tazminat talebinin reddine,
    2-Alınması gereken 1.294,14-TL ilam harcından peşin alınan 688,10-TL’nin indirimi ile kalan 606,04-TL ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, davacı tarafından yatırılan 688.10 TL nispî harç, 12.20TL başvuru harcı olmak üzere toplam 700,30 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    3-Davacı tarafından yapılan toplam 393.40 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre takdiren 237,00-TL sının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
    4-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, avukat ile temsil edilen davacı yararına hüküm altına alınan maddi tazminat miktarı üzerinden 1.915,86-TL, manevi tazminat miktarı üzerinden 960,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    5- Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, avukat ile temsil edilen davalı yararına reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden 960,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 01.03.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara