(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2009/13021 E. , 2010/3118 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... İcra Mahkemesi
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun itiraz etmediğinden bahisle davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak temerrüt nedeniyle tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalının müvekkiline ait dava konusu taşınmazda kiracı iken 2007 Haziran- 2008 Aralık aylar arası kira bedellerini ödemediğinden hakkında icra takibi yaptığını, yasal sürede takibe konu aylar kira bedeli ödenmediğinden temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı ise 31.07.2009 tarihli beyanında "benim borcum yoktur. Ancak beni iş yerimden çıkarmak istiyorlar. Davayı kabul etmiyorum, ayrıca iş yeri bana ait değil kayınbiraderime aittir." demek suretiyle davanın reddini istemiştir.
Davacı, borçlular hakkında yaptığı 05.01.2009 tarihli takip talebinde 01.11.2006 başlangıç tarihli sözlü kira aktine dayanarak 2007 Haziran-2008 Aralık aylar arası kira bedelini istemiştir. Ödeme emri davalı ...’ya 26.01.2006, davalı ...’e ise 14.01.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı ... 04.02.2004 tarihinde ödeme emrine itirazda bulunmuş ise de bu borçlunun itirazı süresinde olmadığından bu davalı yönünden takip kesinleşmiştir. Davalı ... ise ödeme emrine 15.01.2009 tarihinde itiraz ettiğinden bu davalı yönünden itiraz süresinde olup ödeme emrine itiraz edildiğinden takip kesinleşmemiştir. Bu nedenle itiraz kaldırılmadan tahliye kararı verilmesi mümkün değildir. Davacının itirazın kaldırılmasını da istemediğine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi doğru değildir. Öte yandan davacı sözlü kira aktine dayanarak takip yapmış ve takip talebinde dava dışı ... ile davalı ... borçlu olarak gösterilmiştir. Borçlular ödeme emrine itirazlarında sözlü kira aktinede karşı çıkmamışlardır. Borçlular yönünden 01.11.2006 başlangıç tarihli sözlü kira akti kesinleşmiştir. Davacı dava dilekçesinde ve yargılama sırasında takip
talebinde gösterilen borçluların kefil ya da kiracı olduğu konusunda da bir açıklama yapmamıştır. Bu durumda sözlü kira aktine göre kiracının iki kişi olduğunun kabulü gerekir. Kiracılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Tahliyenin bölünmesi de mümkün değildir, bu durumda tahliye davasının her iki davalı hakkında açılması gerekirken, yalnız borçlu ... hakkında açılıp yürütülmesi de doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.