Esas No: 2010/1188
Karar No: 2011/1764
Karar Tarihi: 01.03.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/1188 Esas 2011/1764 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı işveren nezdinde 23.05.2003-27.10.2004 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, 23.05.2003-27.10.2004 tarihleri arasında davalılara ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, istemin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 23.05.2003 tarihinde ... işyeri sicil numaralı davalılara ait işyerlerinde işe girdiğini gösterir giriş bildirgelerinin Kuruma verildiği, davacının 23.05.22003 tarihinden itibaren ... nolu davalılara ait işyerinde 2003/2 dönem 85 gün, 2003/3 dönem 91 gün, 2004/1 dönem 102 gün, davalılar adına işlem gören ... sicil nolu iş yerinde ise 17.03.2005-30.04.3005 tarihleri arasında kesintisiz 44 gün bildiriminin bulunduğu, davalılara ait ... işyeri sicil numaralı işyerinin 23.05.2003-31.03.2006 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında bulunduğu, 1217489 işyeri sicil numaralı işyerinin ise 14.07.2003 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, davacının ... nolu davalılara ait işyerinden bildirilen 2003 yılı Mayıs ayında 7 gün, Haziran ayında 24 gün, Temmuz ayında 30 gün, Ağustos ayında 24 gün, Eylül ayında 24 gün, Ekim ayında 30 gün, Kasım ayında 18 gün, Aralık ayında 19 gün, 2004 yılı Ocak ayında 12 gün, Şubat ayında 26 gün, Mart ayında 30 gün, Nisan ayında 30 gün, Mayıs ayında 30 gün, Haziran ayında 9 gün çalışması ile ilgili ücret bordrolarında imzası bulunduğu ayrıca 1217489.35 sicil nolu iş yerinden bildirilen 2005/3 ayında 20 gün,2005/4 ayında 30 gün çalışması ile ilgili ücret bordrosunda imzasının bulunduğu, davacı vekilinin müvekkilinin okuma yazma bilmediği gerekçesi ile giriş bildirgesi ve diğer belgeler üzerinde imza incelemesi yaptırılmasını istediği halde mahkemece imza incelemesi yaptırılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 01.10.2008 günü yürürlüğe giren geçici 7. maddesinde, bu Yasanın yürürlük tarihine kadar 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, bu Yasa ile mülga 2926 sayılı, 5434 sayılı Yasalar ile 506 sayılı Yasa"nın geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Yasa hükümlerine göre değerlendirileceği yönündeki hükmün öngörülmüş olması ve genel olarak yasaların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesidir. Bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda, giriş bildirgelerinin çalışmanın kısmi olduğuna karine teşkil ettiği ve aksinin yazılı belge ile ısbat edilemediği gerekçesi ile istemin reddine karar verilmiş ise de davacı vekilinin itirazi da dikkate alınarak tespit talep edilen döneme ait giriş bildirgeleri ile dosyaya ibraz edilen imzalı ücret bordroları üzerinde imza incelemesi yaptırılmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir.
Yapılacak iş, davacının tespitini istediği sürelerle ilgili olarak davalı işverenin Kuruma verdiği giriş bildirgeleri ile iş yerinde bulunan ücret bordrolarında sigortalının imzası üzerinde uzman bilirkişilere imza incelemesi yaptırmak, imzanın sigortalıya ait olduğunun anlaşılması halinde imzasını içeren bordrolara geçmiş sürelerin dışındaki sürelerle ilgili olarak istemin reddine, imzalı olmayan bordrolardaki süreler yönünden de işverence SSK’ya verilen dönem bordrolarında kayıtlı tanıkların beyanları ilebirlikte tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.