(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2011/14418 E. , 2012/4518 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ilçesi ... köyü 152 ada 1 parsel sayılı 223293,96 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden ham toprak niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece dava edilen komşu parsellere ilişkin henüz kadastro tutanağı düzenlenmediği gerekçesiyle görevsizliğe ve dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine ilişkin verilen karar davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Dairenin 19.10.2009 gün 2009/12503-15134 sayılı kararı ile “Yörede 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 sayılı Yasa hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Yasanın 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tespit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda "Olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği" kabul edilip, 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı Çevre ve Orman Bakanlığının (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ya da Orman Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmi ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işlemin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumet Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzelkişiliği yada davaya konu taşınmaza zilyed olanlara yöneltilebileceği, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel yada tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle dava husumet yönünden red edilmeyip, kadastro mahkemesinin, dava dilekçesinde nitelikleri bildirilen taşınmazın tespit tutanağının, malik henesinin açık bırakılmak suretiyle düzenlenip, yasa ve yönetmelik hükümlerine göre mahkemeye göndermesini kadastro müdürlüğünden istemesi gerektiği, tespit tutanağı düzenlenmeden keşif yapılması halinde, keşif sırasında belirlenecek hak sahiplerinin davaya katılması, bu arada tespit tutanağının gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirip 3402 sayılı Yasanın 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tespit tutanağında yazılı hak sahiplerini de davaya katıp, husumet yaygınlaştırılarak taraf oluşturulduktan sonra 3402 sayılı Yasanın 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece resen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir.
Bu ilkeler gözönünde bulundurularak davanın esasının incelenmesi gerekirken henüz tespit tutanağı düzenlenmediği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır” gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın KABULÜNE
ve dava konusu parselin kadastro tespitinin iptaline, orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosu ile birlikte genel arazi kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan ve 30.10.2008 - 01.12.2008 tarihleri arasında ilan edilip kesinleşmeyen orman kadastro vardır. Dava edilen taşınmazların bu işlem sırasında orman sınırları dışında bırakıldığı ve henüz kadastro tespit tutanağı düzenlenmediği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 26/03/2012
günü oybirliği ile karar verildi.