Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3486 Esas 2012/4509 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3486
Karar No: 2012/4509

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3486 Esas 2012/4509 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, köyde bulunan bir taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilmiş olduğunu iddia ederek tapu kaydının iptali ve kendisi adına tescilini istemiştir. Mahkeme, dava konusu taşınmazın bir bölümünün Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar vermiştir. Ancak Yargıtay, 3402 sayılı Yasa'nın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi ve 6831 sayılı Yasa'nın 11/1. maddesi uyarınca orman kadastrosunun kesinleşmesinden sonra tapulu taşınmazlarda, tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açabileceklerini belirtmiştir. Bu nedenle, davacının açtığı davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve kesinleşen orman kadastrosuna ve orman parseline karşı zilyetliğe dayanarak dava açılamayacağına dikkat çekerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 3402 sayılı Yasa'nın 4/3. maddesi ve 16/D maddesi
- 5304 sayılı Yasa'nın 4, 5 ve 6. fıkraları
- 6831 sayılı Yasa'nın 11/1. maddesi
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/3486 E.  ,  2012/4509 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya Incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ..., 11/06/2009 tarihli dava dilekçesinde ... köyü 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş olduğunu ve tutanağın kesinleştiğini, oysa; kadastro sırasında 101 ada 12 parselin 1/2 paylı olarak kendisi ile kardeşi ... adına tespit edildiğini, bu parselin bitişiğinde ve orman parseli içinde kalan 3, 4 ve 5 dekar kadar taşınmazlarının 30 - 40 senedir tarım arazisi olarak zilyetlik ve tasarruflarında bulunduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 4013 m2"lik bölümünün Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğinde tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükmüne göre 2005 yılında yapılan orman kadastrosu 21/03/2006 ilâ 20/04/2006 tarihleri arasında ilan edilerek 21/04/2006 tarihinde kesinleşmiştir.
    Mahkemece, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman ve fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 4013,00 m2"lik bölümünün kültür arazisi olduğu ve davacılar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, mahkemenin bu değerlendirmesi doğru değildir.
    Şöyle ki; 10.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Yasanın 4/3. maddesi; "Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır ve bu durum ekip tarafından iki ay önce Orman Genel Müdürlüğüne bildirilir. Buna karşılık iki ay içinde kadastro komisyonlarınca orman sınırlarının belirlenmemesi halinde kadastro çalışma alanı sınırları kadastro ekiplerince belirlenir ve çalışmalar bu kanun hükümlerine göre yürütülür.
    Kadastro ekiplerince bu şekilde tespit ve ilan edilen yerlerde orman kadastro işlemleri de ikmal edilmiş sayılır. Orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur." şeklinde iken 22.02.2005 gün 5304 sayılı Yasa ile sözü edilen üçüncü fıkra değiştirilmiş ve aynı maddeye 4, 5 ve 6. fıkralar eklenmiştir. Bu değişiklikte 3. fıkra "Çalışma alanında orman
    bulunması ve 6831 sayılı Orman Yasasına göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tesbiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak; bu çalışmalarda kadastro ekibine ... taşra teşkilatınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin bildirimden itibaren 7 gün içinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re’sen devam ettirilir." şeklini almış, Eklenen 5. fıkra ise "Çalışma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırılma ve tesbitleri yapılarak otuz günlük kısmi ilana alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır" şeklindedir.
    Yasanın getirdiği bu yeni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi uyarınca orman kadastro çalışmalarının yapıldığı, kadastro ekiplerince dava konusu 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiği ve kamu malı niteliğini kazandığı, 3402 sayılı Yasanın 16/D maddesi hükmünde "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde, özel yasaları hükümlerine tabi olduğu"nun belirtildiği, bu nedenle ormanlar hakkında özel Yasa olan 6831 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gerektiği ve 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde de orman kadastrosunun kesinleşmesinden sonra ancak tapulu taşınmazlarda, tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açabilecekleri hükmünün bulunduğu, bu ilkelerin H.G.K."nun 08.06.2005 gün ve 2005/20-327-377 sayılı ve 28.06.2006 gün ve 2006/20-467-494 sayılı kararlarında da aynen benimsendiği anlaşılmakla, 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde belirtilen genel hükümlere göre de artık kesinleşen orman kadastrosuna ve orman parseline karşı zilyetliğe dayalı olarak dava açma olanağı yoktur. Bu nedenle, davacı gerçek kişinin 101 ada 1 sayılı orman parselinin fen ve orman bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 4013,00 m2"lik bölümüne yönelik olarak açtığı davanın, hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve kesinleşen orman kadastrosuna ve orman parseline karşı zilyetliğe dayanarak dava açılamıyacağı gözetilerek, dinlenme olanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde açılan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 26/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.





    Hemen Ara