Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/4052 Esas 2012/6367 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4052
Karar No: 2012/6367
Karar Tarihi: 10.09.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/4052 Esas 2012/6367 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2012/4052 E.  ,  2012/6367 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi süresinde duruşmalı olarak istenmiştir. Yargıtay duruşması için gerekli tebligat giderlerinin ödenmemesi nedeniyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kullanım kadastrosu sırasında 116 ada 4 parsel sayılı 207.56 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışma çıkarıldığı ve "iş bu taşınmaz ve üzerindeki bina 2007 yılından beri ..."nun fiili kullanımındadır." şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., kadastro tutanağında tasarruf tarihinin 2007 yılı olmayıp 1986 yılı olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının ispatlanmayan davasının reddine ve çekişmeli 116 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa"nın 8. maddesi ile eklenen ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir. Mahkemece, 27.12.2010 günlü oturumda davacıya delillerini bildirmesi için ilk duruşmaya (31.5.2011) kadar süre verilmiş, yine aynı ara kararı ile 5.3.2011 tarihinde keşif yapılmasına karar verilmiştir. Davacının verilen süre içerisinde tanıklarını bildirmesi durumunda dahi bu tanıkların yapılması düşünülen keşifte dinlenilmesine imkan bulunmamaktadır. Kaldı ki, 5.3.2011 tarihinde yapılması düşünülen keşfin niçin yapılmadığı hususu da dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Mahkemece, davacı tarafa delillerini bildirmesi ve dosya keşfe hazır hale geldikten sonra fiili zilyetliğin başlangıç tarihinin belirlenmesi için keşif yaptırma imkanı tanınmadan davacı tarafın ibraz ettiği emlak vergisi belgesinin tarihinin 2010 yılı olduğu, tahakkuk fişinin de taşınmaza ait olup olmadığının anlaşılamadığı ve davacının davasını isbat edemediği gerekçesiyle davanın reddine dair hüküm kurulmasında isabet bulunmamaktadır. Eksik araştırma ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşabilmek için öncelikle taraflara süre verilmek suretiyle iddia ve savunmalarıyla ilgili olarak bildirdikleri ve bildirecekleri tüm deliller toplanmalı, bundan sonra, mahalli bilirkişilerin ve taraf tanıklarının adlarına keşif gün ve saatini bildirir davetiye çıkartılması suretiyle taşınmaz başında hazır olmaları sağlanmalı, mahalli bilirkişilerin ve taraf tanıklarının taşınmaz başında dinlenilmesi suretiyle yöntemine uygun şekilde keşif yapılmalı, tespite aykırı sonuca varıldığı takdirde tespit bilirkişilerin beyanlarına başvurulması gerektiği hususu gözetilmeli, sadece emlak vergisi ödemenin zilyetliği ispatlamaya yetmeyeceği üzerinde durulmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara