(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2012/2811 E. , 2012/4480 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan...vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Yavuzselim köyü 1658 ada 34 parsel sayılı 4303,08 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 köyünın 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkarıldığından Hazine adına tespit edilmiş ve beyanlar hanesine ...’in kullanımında olduğu şerh verilmiştir. Birleştirilen 2010/509 esas sayılı dava dosyasıyla davacılar ..., ... ve ... taşınmazın kendilerine ait olduğunu, kadastro sırasında davalı ...’in kendi adına yazdırdığını, ana dosya davacısı ... ise, taşınmazın 1418 m2 kısmını zilyetlik sözleşmesi ile ..."den satın aldığını bildirerek taşınmazın bu kısmının kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesi talebiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulü ile 1658 ada 34 parselin kadastro tutanağının iptaline, (A) ile gösterilen 1418 m2 yerin 1658 ada 34 parselden ifrazıyla son parsel numarası verilerek bahçe vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, beyanlar hanesine “6831 Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. İş bu taşınmaz bahçe vasfıyla ... oğlu ...’nın kullanımındadır” ibaresinin yazılmasına, (A) ile gösterilen kısım çıktıktan sonra arta kalan 2885,08 m2 kısmın 1658 ada 34 parsel olarak bahçe vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, beyanlar hanesine “6831 Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. İş bu taşınmaz bahçe olarak 20 yıldan beri Mehmet oğlu ...’in fiili kullanımındadır” ibaresinin yazılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, beyanlar hanesinde bulunan zilyetlik şerhinin iptali ile adına zilyetlik şerhi konulması istemine ilişkindir.
Yapılan incelemede; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda oluşturulan kısa kararda "Davacı ... vekilinin davasının kabulüne, davalı birleştirilen dosyanın davacıları ..., ... ve ..."in davalarının reddine " denildiği halde, gerekçeli kararda sadece "Davacı ... vekilinin davasının bilirkişi raporu doğrultusunda kabulüne" denilmiş, birleştirilen davanın davacıları ile ilgili hüküm kurulmamıştır. Oysa, kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bozma nedeni oluşturur (İ.B.B.G.K. 10.04.1992 t, 1991/7 E. – 1992/4 K.).
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 26.03.2012 günü oybirilğiyle karar verildi.