Esas No: 2010/13722
Karar No: 2011/1703
Karar Tarihi: 28.02.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/13722 Esas 2011/1703 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Davacılar, ... vs. vekili Avukat ... ile davalılar, 1-...Mermer Madencilik San. ve Tic. AŞ. 2-..., 3-... vek. Av. ..., 4-... aralarındaki tazminat davası hakkında Muğla 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinden verilen 07.10.2009 gün ve 418/650 sayılı kararın reddine ilişkin Dairemizin 05.10.2010 gün ve 2189/9445 sayılı ilamına karşı davalılar vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
K A R A R
Davalılar vekili 03.12.2010 tarihli dilekçesi ile Dairemizin 05.10.201 gün 2010/2189 Esas, 2010/9445 Karar sayılı onama kararında açık maddi hata bulunduğundan bahisle kararın düzeltilmesini istemiştir.
İş Mahkemelerince verilen kararlar ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu bulunmamaktadır. Ne var ki Yargıtay onama ve bozma kararlarında açıkça maddi yanılgının bulunması halinde dosyanın yeniden incelenmesi Dairemizin ve giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalılara kararın 04.12.2009 tarihinde tebliğ edildiği ve temyiz isteminin de son günün tatile gelmesi nedeniyle takip eden ilk iş günü olan 14.12.2009 tarihinde yapılıp harcının da aynı gün yatırıldığı görülmekle hükmün süresinde davalılar tarafından temyiz edildiği, ancak Dairemizce maddi hata sonucu temyizin süresi içinde yapılmadığı gerekçesiyle davalıların temyiz istemlerinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
O halde davalıların maddi hata talebi kabul edilmeli, Dairemizin 05.10.2010 günlü temyiz isteminin reddine ilişkin kararı kaldırılmalı ve davalıların esas hükme yönelik temyiz itirazları incelenmelidir.
Dava; 09.09.2001 tarihinde zararlandırıcı sigorta olayı sonucu 31 yaşında ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemize ait 03.04.2007 gün ve 2007/3225-5591 sayılı bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacıların manevi tazminat istemlerinin yazılı şekilde kabullerine, maddi tazminat istemlerinin ise belirlenen gerek ücret üzerinden yapılan hesaplama gereğince kabullerine karar verilmiştir. Mahkemece davacılar yararına bozma kararına uyularak takdir edilen manevi tazminat miktarları yerinde ise de, davacılar yararına belirlenen maddi tazminatların hesabında esas alınacak gerek ücretin yöntemince belirlenmediği, gerek ücretin tespiti için yapılan araştırmanın eksik olduğu, Muğla Mermerciler Odasına yazılan müzekkere cevabı beklenmediği gibi, olay tarihinden itibaren rapor tarihine kadar bilinen ücretlerin yıl olarak ayrı ayrı tespiti yapılması gerekirken, 2001 yılı ücretinin tüm yıllarda esas alınması yanında, bilirkişinin varsayımsal olarak, bilinen dönem ücretini asgari ücretin 7.25 katı olarak esas alınması da doğru değildir.
Yapılacak iş; murisin gerçek ücretinin tespiti için önceki bozma kararında belirtildiği şekilde inceleme yapılmakla birlikte, Muğla Mermerciler Odasına ve Ege Bölgesi Sanayi Odasına yeniden müzekkere yazılarak, tecrübeli mermer kesim işçisinin ücretlerinin nasıl belirlendiği, götürü usulde belirlenmesi halinde ise olay tarihinden itibaren hüküm tarihine kadar emsal bir mermer kesim ustasının aylık veya yıllık net gelirini 2001 yılından başlamak üzere her yıl için ayrı ayrı tespit edilip bildirilmesi sonrasında bilinen dönem gerçek ücretleri esas alınarak açıklanan tazminat hesabı gereğince yeniden aktif dönem hesabı yapılmalı ve pasif dönemde de asgari ücret üzerinden hesap yapılarak hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan peşin sermaye değerlerinin indirimi ile eş ve çocukların maddi zararlarının davalılar lehine oluşan kazanılmış haklarda gözetilerek belirlenmesinden ibarettir.
Kabule göre de; tarafların hal ve mevkine , kusur oranlarına, olayın oluşuna ve olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiz ile birlikte eş ..."a hükmedilen tazminat miktarına göre, olayda Borçlar Kanunun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması da hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı şekilde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemizin 05.10.2010 günlü, 2010/2189 Esas, 2010/9445 Karar nolu kararının kaldırılmasına mahkemenin 07.10.2009 tarihli kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 28.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.