Davacı vekili, davalı ....AŞ isimli şirkette 14/09/1999 tarihinde Yurtiçi Satış Bölümünde ""Karaköy Şube Müdürü "" unvanı ile çalışmaya başladığını, 01/11/2004 tarihinden sonra Araştırma Bölümünde ""analist"" olarak görev yaptığını, 01/11/2007 tarihinden  fesih tarihine kadar davalı ....AŞ  isimli şirkete atanarak  Fon Yönetimi bölümünde yönetici  olarak çalıştığını, müvekkilinin hizmet akdinin 30/09/2009 tarihinde gerekçesiz olarak fesih edildiğini, müvekkilinin aynı iş kolunda faaliyette bulunan iki ayrı grup şirketinde ve iş güvencesi kapsamında çalıştığını, davalı şirketlerin grup şirket olduğunu ve aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunu, müvekkilinin transfer olurken tüm yasal haklarını saklı tuttuğunu istifa etmediğini, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili davanın reddini  talep etmişlerdir.
Karar davacı  vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davalı ...AŞ yönünden işverenlik sıfatı bulunmadığından açılan davanın husumet nedeniyle reddine, ...AŞ. yönünden ise çalışan işçi sayısı itibari ile İK 18. maddesinde belirtilen şartların gerçekleştirilmediği, davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda; taraflar arasında fesih tarihi itibariyle davalı ... A.Ş"nin otuz veya daha fazla işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı ve dolayısıyla davacının iş güvencesi kapsamında kalıp kalmadığı temel uyuşmazlık konusudur.
Dosya içeriğine göre davacının daha önce davalı ... A.Ş. işçisi iken üçlü mutabakatla iş sözleşmesinin diğer davalı ... A.Ş."ne devredildiği anlaşılmaktadır. Davalı şirketler aynı gruba ait olup, davalı .. A.Ş."nin fesih tarihi itibariyle işçi sayısı 30"dan azdır. Davalıların aynı binanın değişik katlarında faaliyet göstermeleri, aynı  gruba  ait  olmaları faaliyet alanlarının benzerliği ile davacının yaptığı iş dikkate alındığında "birlikte istihdam" olgusunun bulunup bulunmadığı uyuşmazlığın çözümü bakımından önem arz etmektedir. Bu nedenle finans konusunda uzmanın da içinde bulunduğu bilirkişi kurulu aracılığıyla gerekirse işyerinde keşif yapılarak davalılar arasında birlikte istihdam bulunup bulunmadığı, şirketlerin faaliyet konuları ve davacının davalılarla birlikte hizmet ilişkisi içinde bulup bulunmadığı açıklığı kavuşturulmalı, birlikte istihdam olgusu saptandığı takdirde 30 işçi koşulunun gerçekleştiği kabul edilmeli aksi halde şimdiki gibi davanın reddine karar verilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.