Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/17171 Esas 2012/4376 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/17171
Karar No: 2012/4376

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/17171 Esas 2012/4376 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2011/17171 E.  ,  2012/4376 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tespitine ve orman sırınlandırılmasına itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi katılan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2010/16385-2011/2143 sayılı ve 03.03.2011 günlü red - bozma kararında özetle: “1) Orman Yönetimi temyiz itirazları yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların temyize konu bölümlerinin orman sayılan yerlerden olmadığı anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre Orman Yönetiminin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE,
    2) Katılan Hazinenin temyiz itirazları yönünden; mahkemece 129 ada 3 ve 5 parsel sayılı taşınmazların (B) harfiyle işaretli bölümleri ile 129 ada 1, 2 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar orman sayılan yerlerden olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Söyle ki; dava Orman Yönetimi tarafından orman iddiasıyla açılmış ise de yargılama sırasında Hazine davaya katıldığına göre davacılar yönünden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşulların araştırılması zorunludur. Mahkemece böyle bir araştırma yapılmamıştır.
    Bu nedenle, 129 ada 3 ve 5 parsel sayılı taşınmazların (B) harfiyle işaretli bölümleri ile 129 ada 1, 2 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yeniden yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, çekişmeli taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; çekişmeli taşınmazların sınırında dere bulunduğundan, jeoloji mühendisi bilirkişiden dere yatağı olup olmadığı ve dereden kazanılıp kazanılmadığı konusunda rapor alınmalı; zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davalılar yanında, murisler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Yasanın 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip,
    Yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeye dayanarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    Çekişmeli 129 ada 9 sayılı parsel yönünden ise ulaşılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Raporu hükme dayanak alınan ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın 20 yıldır kullanılmadığı bildirilmiştir. Zilyetliğin iktisap sağlayabilmesi için aralıksız sürmesi gerekir. Uzun süreli kullanmama terk anlamı taşır. Taşınmazın yaklaşık 20 yıl gibi uzun bir süre kullanılmamış olması karşında zilyetliğin iradi olarak terk edildiğinin kabulü zorunludur. Bu nedenle, 129 ada 9 sayılı parsele yönelik katılan Hazinenin davasının kabulü gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra dava konusu ... köyü 129 ada 3 ve 5 parsel sayılı taşınmazların (B) ile işaretli kısmına ve 129 ada 1 - 2 - 4 - 9 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın reddine, 129 ada 3 parsel sayılı taşınmazdan bilirkişi krokisinde (A) ile işaretli kısmının ifrazından sonra geriye kalan (B) ile işaretli 5543,61 m²"lik taşınmazın tarla niteliğiyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 129 ada 5 parsel sayılı taşınmazdan bilirkişi krokisinde (A) ile işaretli kısmının ifrazından sonra geriye kalan (B) ile işaretli 3537,04 m²"lik taşınmazın tarla niteliğiyle Ali Çağlıyan adına tapuya kayıt ve tesciline, 129 ada 1 - 2 - 4 - 9 parsel sayılı taşınmazların davalı gerçek kişiler adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm katılan Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine ve orman sınırlandırmasına itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış ve çekişmeli taşınmazlar orman sınırları dışında bırakılmıştır.
    Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma ilamında 129 ada 3 ve 5 parsel sayılı taşınmazların (B) harfiyle işaretli bölümleri ile 129 ada 1, 2 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yeniden yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, çekişmeli taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınması; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanması; çekişmeli taşınmazların sınırında dere bulunduğundan, jeoloji mühendisi bilirkişiden dere yatağı olup olmadığı ve dereden kazanılıp kazanılmadığı konusunda rapor alınması; zilyetlik tanıklarının taşınmazlar başında dinlenmesi; çekişmeli 129 ada 9 sayılı parsel yönünden ise taşınmazın yaklaşık 20 yıl gibi uzun bir süre kullanılmamış olması karşında zilyetliğin iradi olarak terk edilmesi nedeniyle katılan Hazinenin davasının kabul edilmesi gereğine değinilmiş, mahkemece komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilmeden, jeoloji mühendisi bilirkişiden rapor alınmadan, zilyetlik tanıkları ve yaşlı mahalli bilirkişi dinlenmeden, yine 129 ada 9 nolu taşınmaz yönünden katılan Hazinenin davasının kabulüne ilişkin kesin bozmaya uyulmadan hüküm kurulmuştur. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
    Bu nedenle mahkemece; 129 ada 3 ve 5 parsel sayılı taşınmazların (B) harfiyle işaretli bölümleri ile 129 ada 1, 2 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yeniden yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, çekişmeli taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; çekişmeli taşınmazların sınırında dere bulunduğundan, jeoloji mühendisi bilirkişiden dere yatağı olup olmadığı ve dereden kazanılıp kazanılmadığı konusunda rapor alınmalı; daha yaşlı mahalli bilirkişiler ile zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeye dayanarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    Çekişmeli 129 ada 9 sayılı parsel yönünden ise raporu hükme dayanak alınan ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın 20 yıldır kullanılmadığı bildirilmiştir. Zilyetliğin iktisap sağlayabilmesi için aralıksız sürmesi gerekir. Uzun süreli kullanmama terk anlamı taşır. Taşınmazın yaklaşık 20 yıl gibi uzun bir süre kullanılmamış olması karşında zilyetliğin iradî olarak terk edildiğinin kabulü zorunludur. Bu nedenle, 129 ada 9 sayılı parsele yönelik katılan Hazinenin davasının kabulü gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle katılan Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 129 ada 3 ve 5 parsel sayılı taşınmazların (B) harfiyle işaretli bölümleri ile 129 ada 1, 2, 4 ve 9 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak BOZULMASINA 22.03.2012 günü oybirliği ile karar verildi.










    Hemen Ara