Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/6056 Esas 2012/979 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/6056
Karar No: 2012/979
Karar Tarihi: 02.02.2012

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/6056 Esas 2012/979 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2010/6056 E.  ,  2012/979 K.
  • EŞ VE ÇOCUKLARA SAĞLIK YARDIMI YAPILMASININ ŞARTLARI
  • SİGORTALININ BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU KİŞİLER
  • SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU (5510) Madde 25
  • SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU (5510) Madde 4
  • SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU (5510) Madde 3

"İçtihat Metni"

ÖZET: DAVACININ OĞLUNUN SİGORTALININ BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU KİŞİLER KAPSAMINDA SAYILABİLMESİ VE SAĞLIK YARDIMLA­RINDAN YARARLANABİLMESİ İÇİN, MALUL OLDUĞUNUN DOLAYISIYLA ÇA­LIŞMA GÜCÜNÜN VEYA İŞ KAZASI VEYA MESLEK HASTALIĞI SONUCU MESLEKTE KAZANMA GÜCÜNÜN EN AZ %60’INI KAYBEDİP KAYBET­MEDİĞİ YÖNÜNDE KURUM SAĞLIK KURULU’NDAN RAPOR ALINMALI, İTİRAZ HALİNDE SOSYAL SİGORTA YÜKSEK SAĞLIK KURULU’NDAN VE YÜKSEK SAĞLIK KURULU’NCA VERİLEN KARAR SOSYAL GÜVENLİK KU­RUMU’NU BAĞLAYICI NİTELİKTE İSE DE DİĞER İLGİLİLER YÖNÜNDEN BİR BAĞLAYICILIĞI OLMADIĞINDAN BU KARARA DA İTİRAZ EDİLMESİ HALİNDE ADLİ TIP KURUMU GENEL KURULU’NDAN RAPOR ALINARAK SONUCUNA GÖRE BİR KARAR VERİLMELİDİR.

Davacı, oğluna ait sağlık karnesinin yeniden düzenlenmesine, doğmuş ve doğacak her türlü hakları saklı tutulmasına ve aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz iste­ğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşa­ğıdaki karar tespit edildi.

Dava, davacının zihinsel engelli ve çalışamayacak durumdaki oğlunun malul olmadığı gerekçesiyle sağlık yardımlarından yararlanamayacağına ilişkin Kurum işleminin iptali ile davacının oğlu İsmet’e yeniden sağlık karnesi düzenlenmesi ile doğmuş ve doğacak her türlü talep ve dava haklarının saklı tutulması istemine ilişkindir.

Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiştir.

Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa’nın 35. maddesinde eş ve çocuklara sağlık yardımı yapılmasının şartları, 106. maddesinin b) fıkrasında ise sigortalının geçindirmekle yükümlü olduğu kimseler sayılmıştır.

Benzer düzenlemeler içeren 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 3. maddesinin 10. fıkrasında sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişinin tanımına yer verilmiş, aynı fıkranın b) bendinde ise, yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malul olduğu tespit edilen evli olmayan çocukların sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişilerden olduğu belirtilmiş, 60. maddesinde genel sağlık sigortalısı kabul edilenler sayılmış, aynı maddenin g) bendinde genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişinin tescilinin yapılmayacağı düzenlenmiş ve 25. maddesinde ise, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gü­cünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gü­cünün en az %60’ını kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen si­gortalının malul sayılacağı belirtilmiştir.

Öte yandan 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre, “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek, belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgeler ile gerekli diğer bel­gelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nca karara bağlanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 55. maddesine göre sigortalının malullük durumunun Kurumca yetkilendirilen sağlık sunu­cularının sağlık kurulunca usulüne uygun düzenlenecek raporların Kurum Sağlık Kurulu’nca incelenmesi sonucu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nde belirlenen usul ve esaslara göre tespit edileceği, anılan yönetmeliğin 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı Asker Hastaneleri, ç) Sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam te­şekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yö­netmeliği’nin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulu’nca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulu’nca inceleneceği bildirilmiştir.

Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulu’nca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumu’nu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu, giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptı­rılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.

Somut olayda, davacının oğlunun sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişiler kapsamında sayılabilmesi ve sağlık yardımlarından yararlanabilmesi için malul olduğunun dolayısıyla çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybettiğinin tespiti gerektiğinden yukarıda açıklanan prosedür izlenmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

Yapılacak iş; yukarıda açıklandığı şekilde davacının oğlunun çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediği yönünde Kurum Sağlık Ku­rulu’ndan rapor almak, itiraz halinde Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuru­lu’ndan, Yüksek Sağlık Kurulu’nca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumu’nu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan rapor almak ve sonucuna göre bir karar vermektir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

S o n u ç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 02.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara