Esas No: 2012/3032
Karar No: 2012/4355
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3032 Esas 2012/4355 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ilçesi Kale köyü 212 ada 7 ve 9 parsel sayılı sırasıyla 375,36 ve 518,68 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, çayırlık niteliği ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle belgesizden davalılar adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, davalılar yararına imar-ihya ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitinin iptaliyle çekişmeli taşınmazların 15/02/2011 tarihli teknik bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfiyle işaretli bölümlerinin orman niteliğiyle Hazine adına, (B) harfiyle işaretli bölümlerinin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından çekişmeli taşınmazların (B) harfiyle işaretli bölüme yönelik temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Söyle ki; Mahkemenin 2008/1066 (Dairenin 2011/16400) esas sayılı dosyasında keşifte bilgisine başvurulan orman bilirkişi ...arafından sunulan rapor ekindeki 1959 tarihli memleket haritasında, 212 ada 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlar tamamen açık alanda, 8, 9, 10 ve 11 parsellerin ise çok az bir kısmı yeşil alanda, mahkemenin 2008/1047 (Dairenin 2011/16775) esas sayılı dosyasında orman bilirkişi ..., ... ve ...tarafından sunulan kurul raporu ekindeki 1959 tarihli memleket haritasında 6 sayılı parsel tamamen açık alanda işaretlenmiş iken 7, 8, 9, 10 ve 11 parsellerin yarıya yakın bir kısmı yeşil alanda, mahkemenin 2008/1375 ve 1376 (Dairenin 2011/16778 ve 16732) sayılı dosyalarında orman bilirkişi ..., ... ve ... tarafından sunulan kurul raporunda 6 parsel tamamen yeşil, 7 parselin büyük bir kısmı yeşil, 8, 9, 10, 11 parselin ise yarıya yakın bir kısmının yeşil alanda, mahkemenin 2008/1043 (Dairenin 2011/15719) esas sayılı dosyasında..., ... ve ... tarafından sunulan kurul raporunda bu defa 6 parselin tamamına yakın bir kısmı yeşil, 7 parselin yarısından fazlası yeşil, 8, 9, 10 ve 11 parselin yarıya yakın bir kısmı yeşil alanda işaretlenmiştir. Çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz gerekçesiyle, anılan dosya kararları bozulmuştur. Eldeki dosya da ..., ... ve ... tarafından aynı uygulama yapılarak sunulan bilirkişi kurul raporunun hükme dayanak yapıldığı anlaşılmaktadır. Aynı adada ve aynı konumda bulunan taşınmazlarla ilgili orman bilirkişi ve orman bilirkişi kurul raporlarında taşınmazlar memleket haritasında farklı yerlerde işaretlenmiş olması nedeniyle çelişkilidir. Çelişkili bilirkişi raporlarına dayalı hüküm kurulamaz.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 21/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.