13. Hukuk Dairesi 2013/12854 E. , 2013/26091 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıya verdiği satış yetkisi içeren vekalete dayalı olarak kendisine ait dava konusu taşınmazı bilgisi dışında 05.12.2001 tarihinde üçüncü kişiye satmasına rağmen taşınmazın satış bedelini ödemediğini ileri sürerek, taşınmazın satış bedelinin davalıdan faizi ile tahsilini bunun mümkün olmaması halinde satış tarihindeki rayiç bedelinin faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı, zamanaşımı nedeniyle davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın satış tarihi itibariyle BK 126/4. md gereğince 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, vekalet ilişkisi kapsamında davacıya ait taşınmazın davalı vekil tarafından satışı nedeniyle doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki ilişkinin vekalet sözleşmesine dayandığı, mahkemenin de kabulündedir. Vekalet sözleşmesinin en önemli unsurları arasında; vekilin talimata uygun hareket etme borcu, özen borcu ve hesap verme borcu gelmektedir. BK.nun 392.maddesi hükmü gereğince, vekil, talep üzerine yaptığı işin hesabını vermeye ve müvekkili nam ve hesabına edindiği herşeyi iade etmeye, iade edinceye kadar da almış olduğu şeyleri saklamaya zorunludur. Bu nedenle de vekilin aldıklarını geri verme borcunda zamanaşımı vekalet sözleşmesi sürdükçe işlemez.
başka deyişle iade borcunda muacceliyet vekilin hesap vermesi ile veya sözleşme ilişkisinin bitmesi ile başlar. Nitekim Hukuk Genel Kurulu"nun 2011 tarih ve 2011/13-173 esas ve 2011/276 karar sayılı ilamı da bu yöndedir. Gerçekten de, vekalet ilişkisi aynı zamanda aşırı güvene dayalı bir sözleşme ilişkisi olup, müvekkil vekiline güven duymak zorundadır. Vekil edenden ikide bir hesap istenmesi taraflar arasındaki güven ilişkisini zedeler. Diğer taraftan zaman aşımı borcu söndüren bir savunma değil, bir ödemezlik def"idir. Hal böyle olunca mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna uygun şekilde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen kararın davacı lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 28.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.