Esas No: 2012/2854
Karar No: 2012/4323
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/2854 Esas 2012/4323 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... San.Tic.Ltd.Şti. ve dahili davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 170 ada 1 parsel sayılı 15782.11 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz, zeytinli tarla niteliği ile belgesizden malik hanesi boş bırakılmak suretiyle, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/158 esas sayılı dosyasında davalı olduğundan bahisle malik hanesi boş bırakılarak tespit edilmiştir. Mahkemece; davacının Milas Asliye Hukuk Mahkemesinde ve 3402 sayılı Yasanın 27. maddesi gereğince devredilen dava dilekçesindeki tazminat isteminden vazgeçilmiş olması nedeniyle bu davanın reddine, davalı ... hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalılar Alaattin ve ... hakkında açılan davanın ise esastan reddi ile çekişmeli taşınmazın davalılardan ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 31/03/2009 gün ve 2008/ 1228- 2009/ 5424 sayılı kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamında “... Maden Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile gerçek kişiler arasında el atmanın önlenmesi davası sürerken yörede genel arazi kadastrosuna başlanıp çekişmeli yerin ... köyü 170 ada 1 parsel altında malik hanesi boş olarak tespiti üzerine davanın kadastro mahkemesine aktarıldığı, çekişmeli parselin kuzey yönden 259 ada 1 numaralı orman parseline bitişik olduğu, 3402 sayılı Yasanın 30/2. maddesinde kadastro komisyonlarından gönderilen tutanaklar ile mahalli mahkemelerden dosyaların muhtevasından malik tespitinin yapılamadığı durumlarda hakimin resen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlü olduğu hükmünün yer aldığı, sözü edilen madde hükmü gereğince Orman Yönetimi ve Hazinenin de taraf sıfatıyla davada yer alması, delillerinin kendilerinden sorularak incelenmesi ve sonucuna göre malik hanesinin ve niteliğinin belirlenmesinin zorunlu olduğu" belirtilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının Milas Asliye Hukuk Mahkemesinde ve 3402 sayılı Yasanın 27. maddesi gereğince devredilen dava dilekçesindeki tazminat isteminden vazgeçilmiş olması nedeniyle bu davanın reddine, davalı ... hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalılar ... ve ... hakkında açılan davanın ise esastan reddi ile çekişmeli taşınmazın davalılardan ... adına tesciline, fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 14163.75 m2 yer hakkında tutanak düzenlenmemiş olduğundan bu yerle ilgili olarak mahkemenin görevsizliğine, tarafların görevli hukuk mahkemesinde dava açmakta muhtariyetlerine karar verilmiş, hüküm davacı ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1966 yılında seri bazında orman kadastrosu yapılmış, sonuçları 28/10/1966 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir.
1) Mahkemece taşınmaz başında dinlenen yerel bilirkişiler, senet tanıkları ve taraf tanıklarının ortak beyanlarından çekişmeli yerin öncesi itibarıyla Şevki Yayla’ya ait olduğu, 1978- 1979 yıllarında oğlu olan ...’i evlendirirken davaya konu taşınmazı ziynet eşyası karşılığı olarak gelini olan davalı ...’ya verdiği; davacı şirkete satış yapan Hasan Şahin Yayla’nın çekişmeli yerle bir ilgisinin bulunmadığı anlaşıldığından davacı şirketin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Orman Yönetiminin temyiz itirazlarına gelince:
Mahkemece çekişmeli taşınmazın tamamının kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Dosya arasında bulunan orman kadastro tutanak ve haritalarının incelenmesinden yörede ilk orman kadastrosunun 1966 yılında seri usulle ve yöreye ait hava fotoğraflarından yararlanılmak suretiyle yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu yöntemle yapılan orman kadastrosunda orman tahdit nokta ve hatları hava fotoğraflarına işlenmekte ve detay tarifleri günlük olarak düzenlenen tutanaklara yazılmaktadır. Arazi çalışmaları bitirildikten sonra hava fotoğrafları stereomikrometre – SGM4 aletiyle değerlendirilip orman sınır nokta ve hatları 1/10 000 ölçekli haritalar üzerine aktarılarak orman tahdit haritaları oluşturulmaktadır. Bir yörede orman kadastrosu hangi yöntemle yapılmışsa mahkemece uyuşmazlığın çözümünde de o yöntem uygulanmalıdır. Bu sınırın belirlenmesinde en doğru yol gösterici ise yine o tarihteki hava fotoğrafına yansıyan orman ve tarım alanlarının görüntüleridir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönde inceleme yapılmamış, fen ve orman bilirkişilerinden yörede ilk kez 1966 yılında yapılan orman kadastrosunda kullanılan, orman sınır, nokta ve hatlarının işlenmiş olduğu hava fotoğrafı ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de sözü edilen haritaların ölçeğine çevrildikten sonra, bu haritalar çekişmeli taşınmaz ile çevresini hep bir arada gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde ayrı ayrı gösteren müşterek imzalı rapor alınmamıştır. Dairenin iade kararı üzerine bilirkişilerden bu yönde ek rapor alınmıştır. Bu rapor ve krokiye göre taşınmazın bir bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı anlaşılmaktadır.
Mahkeme hükmüne esas alınan bilirkişi raporu ile ek rapor birbiri ile çelişkilidir. Bu durum bilirkişilerce yeterli inceleme ve araştırmanın yapılmadığı kanısını uyandırmaktadır.
Açıklanan nedenlerle mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte yörede ilk kez 1965 yılında yapılan orman kadastrosunda kullanılan, orman sınır, nokta ve hatlarının işlenmiş olduğu hava fotoğrafı ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de sözü edilen haritaların ölçeğine çevrildikten sonra, bu haritalar çekişmeli taşınmaz ile çevresini hep bir arada gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde ayrı ayrı gösteren müşterek imzalı rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle; davacı şirketin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentte açıklanan nedenlerle, dahili davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 21/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.