Esas No: 2011/16117
Karar No: 2012/4321
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16117 Esas 2012/4321 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyü sınırına bitişik ... belediyesi sınırları içinde kalan taşınmazın, tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre, adına tescilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; fen bilirkişi krokisinde (C) harfi ile gösterilen 682.27 m²"lik yerle ilgili davanın açılmamış sayılmasına, (A) harfi ile gösterilen 10033.81 m² ve (B) harfi ile gösterilen 37.28 m² yüzölçümlü taşınmazların zeytinlik niteliğinde davacı gerçek kişi adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın yer aldığı Beçin ( Mutluca ) köyünde genel arazi kadastro işlemi 1963 yılında yapılmış ve 21/11/1963 tarihinde kesinleşmiştir. Çekişmeli yer kültür arazisi olmaya elverişli ancak zilyet edilmeyen yerlerden olması nedeniyle tapulama dışı bırakılmıştır. Tapulama dışı bırakma tarihi ile dava tarihi arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Bu köyde, 1965 yılında seri bazda yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1979 yılında evvelce sınırlaması yapılıp kesinleşen ormanlarda 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması ile herhangi bir nedenle sınırlama dışı kalmış ormanlarda orman kadastrosu ve 2. madde çalışmaları yapılmış; bu uygulama ise 02/10/1979 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden oldukları ve davacı yararına kazanma koşullarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Öncelikle, çekişmeli yerlerin içinde TEİAŞ’a ait 34 numaralı direğin bulunduğu anlaşılmasına rağmen, adı geçen kurum davada davalı sıfatıyla yer almamıştır. TEK Genel Müdürlüğünün 18/02/2008 tarihli cevap yazısında, bu yerin orman olduğundan kamulaştırılmadığı belirtilmektedir. Orman bilirkişisi tarafından, taşınmazın öncesi araştırılıp çekişmeli yerin eski tarihli belgelerdeki konumu da gösterilmediğinden, kanı uyandırmamaktadır. Yerel bilirkişi anlatımından, taşınmazın, dereye bitişik olduğu anlaşılmakla birlikte, jeolog bilirkişi dinlenmemiştir. Fen bilirkişi krokisi de yetersizdir. Çekişmeli taşınmazın, Beçin köyü yönünde bitişik olduğu taşınmazlar bu krokide gösterilmemiş, sözü geçen taşınmazlara ait tutanaklar ve dayanakları getirtilerek denetlenmemiştir. Tarım bilirkişi tarafından taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının dikme mi, yoksa aşılama mı olduğu, aşılama ise bunların aşı yaşları belirtilmemiştir. Bu nedenle,
taşınmazın öncesinin de incelenmesi bakımından mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis, bir tarım uzmanı, bir jeolog bilirkişi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, jeolog bilirkişiye taşınmazın dere yatağı olup olmadığı, tarım bilirkişisine taşınmaz üzerinde bulunduğu bildirilen zeytin ağaçlarının dikme mi, yoksa aşılama mı oldukları, aşılı zeytin ağacı oldukları takdirde bunların aşı yaşları oldukları açıklattırılmalı, fen bilirkişisine çekişmeli yer ve tüm çevresini gösterir kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 21/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.