Esas No: 2012/1523
Karar No: 2012/6050
Karar Tarihi: 05.07.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/1523 Esas 2012/6050 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 121 ada 25 parsel sayılı 80.738,24 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadimden beri mera olarak kullanıldığından söz edilerek mera vasfıyla sınırlandırılmıştır. Davacılar ... ve arkadaşları vergi kaydı, irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli parsel üzerinde keşifte gösterecekleri bölümlerin ifraz edilerek ayrı ayrı adlarına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli taşınmazın tespit gibi sınırlandırılmasına karar verilmiş; hüküm, davacılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Hükmü temyiz eden davacılardan ..."e kararın tebliğ edildiği 17.08.2010 tarih ile temyiz tarihi olan 06.09.2010, davacılardan ..."e kararın tebliğ edildiği 16.08.2010 tarih ile temyiz tarihi olan 02.09.2010 ve davacılardan ..."a kararın tebliğ edildiği 26.08.2010 tarih ile temyiz tarihi olan 17.09.2010 tarihleri arasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 432/1. maddesinde öngörülen temyiz süresinin geçtiği belirlenmiştir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 01.06.1990 tarih l989/3 Esas ve 1990/4 sayılı Kararı ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 432/4. maddesi gereğince temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE,
2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; mahkemece cinsi mera olan 527 nolu tahrir kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu ve taşınmazın kadimden beri mera olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, mera yönünden
yöntemine uygun bir araştırma yapılmamıştır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için taşınmazın mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, tüm tespit bilirkişileri, üç kişilik zirai bilirkişi kurulu ve uzman fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, mahkemece taşınmazın konumu ve niteliği hakkında yapılacak gözlem tutanağa geçirilmeli; yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, 3 kişilik ziraatçı bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliğini ve toprak yapısını, çevredeki taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde inceleyip irdeleyen, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınarak çekişmeli taşınmazın niteliği kesin olarak belirlenmeli, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor alınmalı, bundan sonra meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımayacağı göz önünde bulundurulmak suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05.07.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.