Esas No: 2022/5326
Karar No: 2022/7396
Karar Tarihi: 06.10.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/5326 Esas 2022/7396 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/5326 E. , 2022/7396 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; eczacı olduğunu, davalı kurum ile aralarındaki sözleşmenin 4.1 maddesi uyarınca, kurum mensubu hastalara satılan ilaçların bedellerini 48.331 TL olarak faturalandırılarak kuruma teslim ettiğini, sözleşmenin 4.3.1 maddesine göre fatura bedelinin teslimden itibaren en geç 60 gün içerisinde ödenmesi gerekirken kendisine ödeme yapılmadığını, davalıya gönderdiği Mersin 2. Noterliğinin 17.09.2010 tarih ve 12065 yevmiye numaralı ihtarname sonrasında da kendisine ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 48.331,00 TL’nin 15.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; Aralık 2008 dönemine ait reçetelerde yapılan inceleme sonucunda sözleşme ve protokol hükümlerine aykırılıklar tespit edilmesi üzerine davacı ile aralarındaki sözleşmenin 2 yıl süreyle feshedildiğini, davalı aleyhine 2009 yılı eczane protokolünün 6.3.3 ve 6.3.10. maddelerine aykırı eylemleri sebebiyle cezai işlem uygulandığını, uygulanan cezai işlemin davacı eczacının kurumdan olan alacaklarından mahsup edildiğini, davacının ayrıca kuruma karşı alacağın tahsili amacıyla Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/467 Esas sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açtığını, konuyla ilgili olarak Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/515 Esas sayılı dosyası üzerinden davacının yargılamasına devam edildiğini, dava konusu faturaların bedellerinin mahsup işlemi nedeniyle ödenmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 48.331,00 TL’nin 15.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı eldeki dava ile davalı kurum sigortalılarına satılan ilaç bedellerinin tahsilini talep etmiş; davalı, davacının sözleşmeye aykırı eylemleri sebebiyle aleyhine cezai işlem uygulandığını, dava konusu fatura bedellerinin davalı aleyhine tesis edilen cezai işlemden mahsup edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş; mahkemece, davacı tarafından davalı aleyhine cezai işlemin iptali istemiyle açılan dava ile fatura alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasının devam ettiği, mahsup şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacı hakkında kamu kurumu zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/515 Esas, 2015/413 Karar sayı dosya üzerinden yapılan ceza yargılamasında, üzerine atılı suçların davacı tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle davacı hakkında CMK'nın 223/2-e. maddesi gereğince beraat kararı verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesinin (kapatılan) 21.01.2021 tarih, 2020/9571 Esas, 2021/528 Karar sayılı ilamı ile resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine, kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçuna yönelik verilen beraat hükmünün ise onanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Diğer yandan davacının; davalı kurum aleyhine, Aralık 2008 dönemine ait A grubu reçetelerinin incelenmesi sonucunda ilacı alan kişilere ait imzaların büyük çoğunluğunun birbirine benzediği, ilaç fiyat kupürlerinin farklı olduğu, reçete arkalarında yer alan telefon numaralarının reçete sahiplerine ait olmadığı, ayrıca fatura edilen 10 adet reçetede bulunan 12 adet Lantus Optipen adlı ilaç kupürünün sahte olduğu gerekçesi ile 2009 yılı protokolünün 6.3.19. maddesi gereğince 2 yıl süre ile sözleşmesinin feshedildiğini ve aleyhine reçete bedelinin 10 katı cezai şart uygulandığını, yapılan işlemlerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek cezai işlemin iptali istemiyle açtığı Mersin 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.03.2022 tarih, 2018/54 Esas, 2022/202 Karar sayılı dosyasında, davanın kabulü ile 2009 tarihli protokolün feshinin iptaline ve davalı kurumca yaratılan muarazanın önlenmesine karar verildiği, kararın davalı kurum tarafından temyiz edildiği, ancak henüz kesinleşmediği dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Eldeki dava ile yukarıda anılan Mersin 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.03.2022 tarih, 2018/54 Esas, 2022/202 Karar sayılı dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunmakta olup, davalardan biri hakkında verilecek karar diğerini etkileyeceğinden, dava sonucunun beklenerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.
Diğer yandan, davacı yine davalı aleyhine Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/467 Esas, 2016/230 Karar sayılı dosyası üzerinde, ödenmeyen fatura alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptalini talep etmiş; davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karar Dairemizce 02.07.2020 tarih, 2020/2482 Esas, 2020/3865 Karar sayılı ilam ile bozulmuştur.
Eldeki dava ile Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/467 Esas, 2016/230 Karar sayılı dava arasında da fiili ve hukuki irtibat bulunmakta olup, iki davanın birlikte görülmesinde, gerek usûl ekonomisi ve gerekse birbirleriyle çelişkili kararların çıkmasının önlenmesi bakımından fayda bulunmaktadır.
O halde, iş bu dava dosyası ile Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/467 Esas, 2016/230 Karar sayılı dava dosyasının birleştirilerek birlikte yargılamasının yapılması, ayrıca Mersin 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.03.2022 tarih, 2018/54 Esas, 2022/202 Karar sayılı dava sonucunun beklenerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.