16. Hukuk Dairesi 2012/3139 E. , 2012/6020 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kullanım kadastrosu sırasında 136 ada 15 parsel sayılı 4201.68 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve üzerindeki fındık ağaçlarının ...’ların kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., zilyet olarak yazılan ...’nın babası olup ölü olduğunu, taşınmazın tamamının kendi zilyetliğinde olduğunu belirterek zilyetlik şerhinin iptali ve tek başına kendi adının zilyet olarak yazılması istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin iptaline, “parsel üzerindeki fındık ağaçları ... oğlu ..."nın kullanımında olup halen kendisine aittir” şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine ve Tapu Sicil Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesine davacının fiili kullanımında olduğu belirtilmek suretiyle Maliye Hazinesi adına tapuya tesciline şeklinde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasa"ya eklenen ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhtesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle Hazine adına tescil edileceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda, çekişmeli taşınmazın davacı ... ve ...’nın kullanımında olduğu taşınmazın beyanlar hanesine yazılmıştır. Davacı, çekişmeli taşınmazın kullanım durumunun yanlış tespit edildiğini, zilyet olarak gösterilen kişinin babası olduğunu ancak vefat ettiğini ve taşınmazın tamamının halen kendi kullanımında bulunduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece, bu konuda bir araştırma yapılmadan, diğer mirasçıların kabul beyanı ile yetinilmiş, taşınmaz üzerinde kimin zilyet olduğunun tespiti için keşif yapılmamış, çekişmeli taşınmaz üzerindeki kullanım durumu yöntemince araştırılmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahallinde yerel bilirkişi ve yöntemince belirlenecek taraf tanıkları ile keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın 3402 sayılı
Yasa"ya 5831 sayılı Yasa ile eklenen ek 4. maddesi uyarınca yerel bilirkişi ve tanıklara çekişmeli taşınmazın fiilen ve ne kadar süreyle kim veya kimler tarafından kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, gerektiğinde bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, tapu kayıt maliki Hazine davada taraf olduğuna göre davanın yasal hasımı olmayan ve hakkındaki dava husumet nedeniyle reddedilen Tapu Sicil Müdürlüğü yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.