Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/11958 Esas 2022/5680 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/11958
Karar No: 2022/5680
Karar Tarihi: 14.09.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/11958 Esas 2022/5680 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2020/11958 E.  ,  2022/5680 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suçlar : Hakaret, tehdit, görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal


    Hakaret, tehdit ve görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    A) Hakaret ve tehdit suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Sanık ...’in, Ekim 2014 ile 20.04.2015 tarihleri arasında muhtelif zamanlarda, eski eşi olan katılan ...’nin ikametinin önüne gelip, ona hitaben “Seni rezil edeceğim, sen çok oldun, o.ospu, orda burda sürtüyorsun, seni öldüreceğim, daha bu az, bak daha neler yapacağım, kızım büyüsün herşeyi anlatacağım, senin elinden alacağım” şeklinde hakaret ve tehditlerde bulunduğu iddiasına konu olayda;
    Katılanın ve katılanın annesi olan tanık Sevgi’nin yer ve zaman bakımından yeterli ayrıntı içermeyen soyut iddia ve beyanları dışında, sanığın, isnat edilen suçları işlemediğine dair savunmasının aksine, mahkumiyetine yeter, her türlü derecede şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle üzerine atılı hakaret ve tehdit suçlarından dolayı CMK'nın 223/2-e. maddesi gereğince beraatine ilişkin yerel mahkemenin kabul ve uygulmasında dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sübuta ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA,
    B) Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
    Yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre;
    1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşıoy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklanmasıdır. Ceza Muhakemesi Kanununun 230. maddesinde ise hükmün gerekçesinde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça ifade edilmesi, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, bunun nitelendirilmesinin yapılması, Ceza Kanununda öngörülen sıra ve esalara göre cezanın ve ayrıca cezaya mahkumiyet yerine veya yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ya da ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususa ilişkin istemlerin kabul veya reddine dair dayanakların gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacaktır. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmaktadır. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı Kanunun 308/7 ve 5271 sayılı CMK'nın 289/1-g. bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacaktır.
    Yerel mahkemece, bu ilkelere uyulmadan, sanığa isnat edilen suçun yasal unsurlarının hangi nedenle oluşmadığı ve hangi nedenle hangi delillere üstünlük tanındığı tartışılıp değerlendirilmeksizin, yasal gerekçeden yoksun şekilde beraat hükmü kurulması,
    2- Kabul ve uygulamaya göre de:
    a) Tefhim olunan ve hükmün esasını oluşturan kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasında sanığa yüklenen suçun yasal unsurlarının oluşmadığının kabulüyle CMK’nın 223/2-a. maddesi uyarınca uygulama yapılmasına rağmen hükmün gerekçesinde sanığın yüklenen suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nın 223/2-e. maddesi uyarınca beraatine karar verildiği açıklanarak, gerekçeyle hüküm arasında çelişkiye neden olunması,
    b) Katılan vekilinin 21.04.2015 havale tarihli şikayet dilekçesine dayalı olarak başlatılan adli soruşturma sonunda, sanık ...’in, eski eşi olan katılan ...’nin Facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde yer alan özel fotoğraflarını ele geçirip, ele geçirdiği fotoğrafları, 24.08.2014 tarihinde, whatsapp üzerinden, katılanın dayısı olan tanık Rahman’a gönderdiğinin iddia edildiği olayda;
    Sanığa isnat edilen TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun, aynı Kanunun 139/1. madde ve fıkrasında yer alan “Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.” şeklindeki düzenleme gereğince şikayete tabi olması nedeniyle şikayetçinin iddiaya konu fiili ve failin kim olduğunu hangi tarihte öğrendiği, fiili ve failini öğrendiği tarihten itibaren TCK'nın 73/1. maddesinde öngörülen 6 aylık sürede şikayetçi olup olmadığı tespit edildikten sonra, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
    c) Facebook adlı sosyal paylaşım sitesindeki “8. Dönem Doğadayız” isimli herkese açık grupta, katılanın rızası dahilinde daha önce paylaşılan katılana ait fotoğrafların, katılanın başkaları tarafından görülmesini ve bilinmesini istemeyeceği özel hayatına ilişkin görüntüler olarak nitelendirilemeyeceğinin kabulü ve sanığın savunmasına üstünlük tanınması halinde, katılanın özel yaşam alanına ilişkin olmayan kişisel veri niteliğindeki fotoğraflarını, rızasına aykırı şekilde ele geçirip, tanık Rahman’ın görgüsüne sunan sanık hakkında, TCK'nın 136/1. maddesinin uygulanması ihtimaline binaen CMK'nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilerek, sanığın eyleminin verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmaksızın, görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 14.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara