20. Hukuk Dairesi 2011/16058 E. , 2012/4266 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 131 ada 17 parsel sayılı 162,45 m2 yüzölçümlü taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle arsa niteliği ile davalı adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Tayyip Kılıç ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince orman sınırlandırması yapılmıştır.
Mahkemece keşif sırasında dinlenilen tanık beyanlarına göre taşınmazın 10 yıldan beri kullanılmadığı, ziraat bilirkişi raporuna göre de tarımsal amaçlı kullanılmasının mümkün olmadığı ve zilyetlik koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin kabulü yerinde değildir. Şöyle ki; taşınmaz köy yerleşim yeri içinde olup ev ve arsa olarak kullanılmaktadır. Ev ve arsa olarak kullanım süresi 20 yılın çok üzerindedir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasına göre bu tür yerlerde tarımsal amaçlı zilyetliğe gerek olmayıp arsa veya ev olarak kullanılmasının kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği için yeterlidir. Diğer taraftan taşınmazın 10 yıldan beri kullanılmadığı da belirtilmiş ise de, 27/05/2009 tarihli keşif sırasında yerel bilirkişilerin bu beyanda bulunduklarına göre, kadastro tarihine kadar taşınmazın yaklaşık 7 yıl kadar kullanılmadığı göz önüne alındığında, bu kadar sürenin zilyetliğin iradi terki olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Belirtilen nedenlerle davalılar yararına zilyetlik koşullarının oluştuğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabul edilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Tayyip Kılıç ve ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 20/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.