Esas No: 2013/14833
Karar No: 2013/26014
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/14833 Esas 2013/26014 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan aldığı vekaletle, kadastro mahkemelerindeki davalarını takip edip lehe sonuçlandırdığını, yine davalılar adına tazminat davası ile aleyhlerine açılan alacak davasında da avukatlık yaptığını, taşınmazın değerinin %20"sinin vekalet ücreti olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını ancak 30.1.2009 tarihli ihtarla haksız olarak azledildiğini, ücret sözleşmesine göre kararlaştırılan ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, fazla hakları saklı kalarak 10.000 TL. nin yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının kadastro mahkemesi dosyası için 3 ayrı ücret sözleşmesi yaptığını ve geçersiz olduğunu, diğer iki dosyayı takip etmesi için bir talimatlarının bulunmadığını, bu durumu öğrenince haklı olarak azlettiklerini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 90,00 TL.nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalıların 1995 ve 1997 tarihli vekaletnamelerle davacıyı vekil tayin ettikleri, ücrete ilişkin 3 ayrı sözleşme yapıldığı, 1999/2 esasta görülen ve 2004 yılında kesinleşen kadastro mahkemesi dosyası ile diğer dosyaları takip ettiği ve 30.1.2009 tarihli ihtarla "gördüğüm lüzum üzerine" denilmek suretiyle azledildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen tarihsiz sözleşmenin birinde, kadastro mahkemesi dosyasının
2013/14833-26014
takip edilip sonuçlandırılacağı ve dava konusu gayrimenkullerin %25"nin ücret olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Yine tarihsiz diğer sözleşmede, tescil davası açılıp sonuçlandırılacağı ve gayrimenkulün sonuçlandırıldığı tarihten sonra satıldığı tarihteki değererinin %20"sinin avukatlık ücreti olarak ödeneceği, 26.9.2005 tarihli sözleşmede, taşınmazın satıldığı tarihteki bedelinin %20"nin ücret olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, tarihsiz ücret sözleşmelerinin hükümsüz olduğu, bu nedenle taraflar arasında ücret sözleşmesinin bulunmadığı kabul edilerek vekalet tarihindeki avukatlık ücret tarifesine göre ücret belirlemesi yapılmıştır. Davacı avukatın haksız olarak azledildiği mahkemenin kabulünde olduğu gibi, davalı da hükmü temyiz etmeyerek bu hususu kabul etmiştir. Avukatlık Kanunu"nun 174/2 maddesi gereğince avukatın azli halinde ücretin tamamı avukata verilir. Taraflar arasında yapılan anlaşmaların içerikleri değerlendirildiğinde, özellikle 26.9.2005 tarihli sözleşmede; avukat tarafından takip edilerek sonuçlandırılmış olan 2103 nolu parselin satıldığı tarihteki bedelinin % 20"nin ücret olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı ibareleri dikkate alındığında, bu içeriğe göre bu sözleşmenin diğer sözleşmelerden sonra yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece taraflar arasında ücrete ilişkin sözleşme düzenlendiği gözetilerek, sözleşmenin içeriği değerlendirilip sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, yanlış değerlendirme ile taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, 24.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.