13. Hukuk Dairesi 2013/11361 E. , 2013/26012 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının alacaklı olduğu şirket aleyhine avukatı olarak icra takibi yaptığını, davalının talimatı ile itirazın iptali davası açtığını, ayrıca özel belgede sahtecilik suçundan davalı adına Ağır Ceza Mahkemesi"nde dava açtığını, bu aşamada 16.6.2011 tarihinde haksız olarak azledildiğini , takip ettiği dosyalar için , sözleşme vekalet ücreti ile karşı yan vekalet ücretlerinin ödenmediğini, 470,00 TL. Masrafı da kendisinin karşıladığını ileri sürerek, toplam 14.904 TL alacağından şimdilik, fazla hakları saklı kalarak 4.108 TL. alacağının yasal faizi ile ödetilmesini istemiş, ıslah ile talebini artırmıştır.
Davalı, davacı avukatın haklı olarak azil edildiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 6.017,92 TL.nin dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı avukatın davalının 14.11.2007 tarihinde aldığı vekaleti ile davacı adına icra takibi yaptığı, itirazın iptali davası açtığı ve yine Ağır Ceza Mahkemesi dosyasını takip ettiği ve 16.6.2011 tarihli ihtarla azledildiği tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Davalı, davacı avukatın açtığı itirazın iptali davasında ihtiyati tedbir talep etmediğinden borçlunun mallarını kaçırdığını ve icra takibinin sonuçsuz kaldığını, yine itirazın iptali davasının kabul edilip kesinleştiği halde icra dosyasını 6 ayı aşkın
süre ile takipsiz bıraktığını, ilamlı icra takibi yapmadığını, bu nedenlerle haklı olarak azledildiğini savunmuştur.
Gerçekten de davacı avukatın, vekil olarak borçları BK’nun 389 ve devam maddelerinde gösterilmiş olup, öncelikle vekilin BK.nun 390 maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özen ile ifa etmekte yükümlüdür. Vekil sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. Şayet vekili görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, vekil edenin vekilini azli haklıdır. Avukatlık kanununun 174. maddesi hükmüne göre azil haklı ise avukatlık ücretinin ödenmesi gerekmez, haksız azil halinde ise ücretin tamamına avukat hak kazanır.
Davalının azlin haklı olduğuna dair savunması üzerinde gerektiği şekilde durulup araştırılmamıştır. Herşeyden önce numarası bildirilen icra dosyası celbedilip incelenmemiş, davacının görevini yerine getirip getirmediği, bir ihmal ve kusurunun olup olmadığı hususu somut olarak hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilmemiş, mahkemece de bu yönde bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Öyle olunca davacının gerekli şekilde özen ve dikkati göstererek dosyaları takip ettiği, azlin haksız olduğu yönündeki mahkemenin görüşünün, doğru olup olmadığı denetlenememektedir. Zira kararda dosyalara göre değerlendirme ve belirleme olmadığından, mahkemece, davacının anılan icra dosyasında görevini layikı ile yerine getirip getirmediği, davacının bir ihmal ve kusurunun bulunup bulunmadığı, azilin haklı olup olmadığı belirlenmeli, ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan hususlar nazara alınmadan aksi düşüncelerle ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 24.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.