Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/5251 Esas 2022/5658 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/5251
Karar No: 2022/5658
Karar Tarihi: 14.09.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/5251 Esas 2022/5658 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2022/5251 E.  ,  2022/5658 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi


    Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Dairemizin 23.09.2021 tarih ve 2021/2140 Esas - 2021/6187 Karar sayılı ilamı ile mahkemece sanık hakkında kurulan hükmün "Sanığın olay gecesi sevk ve idaresindeki otomobille, aydınlatmanın bulunduğu ve hız sınırının 80 km olduğu meskun mahalde, D 100 kara yolundan seyirle olay yeri yaklaşımındaki bağlantı noktasından yan yola girdiğinde, yan yola katılmak için yolun sağ tarafına doğrultu değiştirmesi akabinde, yan yol üzerinde aynı istikamete seyir halinde olan ve trafik nedeniyle duracak kadar yavaşlayan araçlara çarpmamak için yolun en sağına yöneldiği, bu sırada, tek yönlü, 3 şeritli ve 12 metre genişliğindeki bağlantı yolunda seyirle geldiği otobüs durağı önünde aracını park eden katılan ...'ın bulunduğu otomobili 4 metre mesafe kala gören sanığın, aracının sağ ön çamurluk teker kısımları ile, katılanın otomobilinin sol arka teker ve çamurluğuna çarpmasının etkisi ile, katılanın aracının sol arka tekeri koparak sağ kaldırıma ve korkuluklara çarptığı, sanığın ise geldiği istikamete dönüp geri geri gitmek suretiyle 39 metre sürüklenerek otobüs durağında kaldırım alanında bulunan yayalara çarparak, devamında metrobüs üst geçit demir kolon ayağına çarpıp durabildiği, kovuşturma aşamasında icra edilen keşifte sanığın yer gösterimi ile yapılan incelemede, sanığın katılanın aracını gördüğü noktanın yolun ikinci şeridi olduğu ve bu alanın otobüs durağı alanı içerisinde olmadığının tespit edildiği, kontrolsüz şekilde doğrultu değiştirip yan yola giren ve önünde seyreden araçlar ile güvenli seyir mesafesini koruyamayan sanığın olayın gerçekleşmesinde tamamen kusurlu olduğu kabul edilmiş olup;
    1- Yukarıda açıklandığı şekilde gerçekleşen ve sanığın tamamen kusurlu eylemi ile 1 kişinin ölümü ile birlikte tamamı kendisinden şikayetçi olan ve biri nitelikli olmak üzere 10 kişinin yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; TCK'nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekmekte olup, dava konusu olayda sanık tamamen kusurlu olmakla birlikte ölen ve yaralanan kişi sayısı, yaralanmaların niteliği, maddede öngörülen cezanın alt sınırı nazara alınmak ve alt sınırdan bir miktar uzaklaşmak suretiyle, cezada orantılılık ilkesi ile ... ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, alt sınırdan çok fazla uzaklaşılarak teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini;
    2- Olaydan 1 saat 20 dakika sonra yapılan ölçümde 1.42 promil alkollü olduğu tespit edilen sanık hakkında TCK'nın 22/3. maddesi gereğince doğru uygulama yapılarak bilinçli taksir hükümlerinin tatbikine karar verilmiş ise de, sanığın bilinçli taksir kabul edilen kural ihlâlinin alkollü araç kullanmaktan ibaret olması ve bilinçli taksire esas kabul edilebilecek başkaca kural ihlâlinin bulunmaması karşısında, sanık hakkında bilinçli taksir hükümleri gereğince temel cezada arttırıma gidilirken teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek en üst sınırdan arttırım yapılması;
    3- 5237 sayılı TCK'nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği; sanık hakkında bu madde hükümlerinin uygulanmasına karar verilirken, aynı gerekçelerle ilgili maddedeki üst sınırın 3 yıl olduğu nazara alınarak, ... ve hakkaniyet kuralları uyarınca uygulama yapılması gerekirken, alt sınırdan çok fazla uzaklaşılarak TCK'nın 53/6. maddesi uyarınca sürücü belgesinin en üst sınırdan olmak üzere 3 yıl süre ile geri alınmasına karar verilmesi,‘’ şeklindeki gerekçeler ile bozulduğu, bozma ilamı üzerine yapılan yargılamada mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek sanık hakkında kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemekle,
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan katılanlar ... ve ... vekilinin olayda olası kast hükümlerinin uygulanması gerektiğine, katılan ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
    Yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren katılan ... lehine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükme; ''Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca yargılamada kendisi vekille temsil ettiren katılan ... lehine 17.400 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine'' ibaresinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 14.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara