Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/1120 Esas 2022/5678 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1120
Karar No: 2022/5678
Karar Tarihi: 14.09.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/1120 Esas 2022/5678 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2020/1120 E.  ,  2022/5678 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suçlar : Kişilerin huzur ve sükununu bozma, görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal

    Kişilerin huzur ve sükununu bozma ile görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Sanık ... ile katılan ...’nin ... adlı sosyal paylaşım sitesindeki hesapları üzerinden iletişim kurup, ilerleyen süreçte taraflarla ilgili olarak kız isteme merasimi gerçekleştikten sonra, gerek katılan gerek katılanın ailesi, sanığın aileleri açısından uygun eş adayı olmadığını düşündükleri, bu nedenle de katılanın sanıkla olan arkadaşlık ilişkisini sona erdirdiği ve bu durumu sanığa açıkladığı; ancak, sanığın, katılanın kendisinden ayrılmasını kabullenemeyip, ısrarla telefonla aramak ve mesaj atmak suretiyle katılanı rahatsız ettiği, 22.08.2014 tarihinde telefonla aradığı katılana söylediği; “Senin fotoğraflarını ...’ta paylaşacağım, kapak fotoğrafı yapacağım” biçimindeki sözlerle de katılanın özel fotoğraflarının başkaları tarafından görülebileceğine ilişkin endişe duymasına ve huzurunun kaçmasına sebep olduğu, katılanın telefonunun hoparlörünü açmasından dolayı söz konusu telefon görüşmesinde sanık tarafından katılana söylenen sözleri, katılanın yanında bulunan arkadaşı tanık ...’nın işittiği, yaklaşık 3-4 gün sonra ise katılanla birlikte çektirdikleri fotoğrafları ... hesabında yayımladığı ve yaklaşık yarım saat sonra tanık ...’nın uyarısını dikkate alarak fotoğrafları yayımlamaya son verdiği iddialarına dayalı olarak, sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma ile görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından kamu davaları açıldığı ve tehdit suçundan ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği olayda;
    Dosyada mevcut HTS kayıtlarına göre, katılanın sanıktan ayrıldığı tarihten sonra, sanık tarafından yapılan aramaların ve gönderilen mesajların sıklığı, tanık ...’nın katılanın iddialarını doğrular nitelikteki anlatımı, sanığın özetle; “Ailesi ...’yi bana vermedi. Bundan 2-3 gün sonra da ... benimle görüşmek istemediğini söyledi. Daha sonra ...’ta ... ile ikimizin bulunduğu fotoğrafı paylaştım” biçimindeki savunması ile yaşananlara tepki olarak katılanla aralarındaki ilişkinin varlığını ve boyutunu gösteren özel bir görüntüyü sosyal paylaşım sitesi üzerinden ifşa ettiğini beyanla kısmi ikrarda bulunduğu gözetilerek, sanığın sübut bulan eylemlerinden dolayı TCK’nın 123/1. madde ve fıkrasındaki kişilerin huzur ve sükununu bozma ile aynı Kanunun 134/2. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülüp, dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçelerle sanık hakkında CMK’nın 223/2-a. madde, fıkra ve bendi gereğince beraat kararı verilmesi,
    2- Bozma ilamına uyulduğu takdirde;
    Sanığa isnat edilen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu için TCK’nın 123/1. madde ve fıkrasında öngörülen temel ceza miktarı itibariyle, 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenmiş olan ve 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Basit Yargılama Usulü” düzenlemesine tabi olacağı; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas - 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı doğrultusunda CMK'nın 251. maddesi hükümlerinin değerlendirilmesinin gerekmesi,
    Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara