Resmi belgede sahtecilik - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/4693 Esas 2015/6603 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/4693
Karar No: 2015/6603
Karar Tarihi: 23.12.2015

Resmi belgede sahtecilik - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/4693 Esas 2015/6603 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Simav Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 2015/4693 E. ve 2015/6603 K. sayılı kararda, sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetleri için yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat ettiği belirtilmektedir. Ancak özel belgede sahtecilik suçundan açılmış olan bir kamu davası bulunduğu ve bu davanın sonucunun da kararın bozulmasına neden olduğu ifade edilmektedir. Kararda, resmi belgede sahtecilik suçuyla ilgili olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında belirtilen \"yazılı delille ispat\" kuralının aksine özel belgede sahtecilik suçu için \"hukuka aykırı ele geçirme\" olgusunun ispatının her türlü delille mümkün olduğu vurgulanmıştır. Bu nedenle, sanıkların suçlarından dolayı mahkumiyet yerine yetersiz gerekçeyle beraat ettikleri ve yasaya aykırı şekilde bir hüküm kurulmadığı sonucuna varılmıştır. Kanunlar açısından, resmi belgede sahtecilik için 765 sayılı TCK'nun 509. maddesi ve özel belgede sahtecilik için 765 sayılı TCK'nun 509. maddesinin 2. fıkrası ile 5237 sayılı TCK'nun 209. maddesi belirtilmiştir.
21. Ceza Dairesi         2015/4693 E.  ,  2015/6603 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 11 - 2012/171132
MAHKEMESİ : Simav Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/01/2012
NUMARASI : 2007/287 (E) ve 2012/46 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik

1-) Sanıklar .....ve .... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede;
Elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
2-a) Sanıklar ..... ve .....hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede;
24.03.1989 gün ve 1988/1-1989/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında açıklanan “açığa imzalı ve yazısız bir kağıda sahibinin zararına olarak hukuki hüküm ifade eden bir muamele yazıldığı ve yazdırıldığı iddiasının HUMK’nun ayrık tuttuğu durumlar dışında tanıkla ispat edilemeyeceği, yazılı delille ispatının gerektiği” yönündeki “yazılı delille ispat” kuralı, kararda da belirtildiği üzere açığa imzayı atan tarafından önceden ve rızaya dayalı olarak faile teslim edilmiş olan belgenin fail tarafından verilme nedenine aykırı olarak doldurulmasını düzenleyen ve 765 sayılı TCK’nun 509. maddesinin 1. fıkrasındaki düzenlemenin 5237 sayılı TCK’daki karşılığı olan 209/1. maddedeki şikayete tabi suç yönündendir. Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 01.05.2001 gün ve 2001/6-70-2001/77 sayılı kararında belirtildiği üzere, imza sahibinin tevdi ettiği kişinin kâğıdın zilyetliğinden vazgeçerek bunu yazdırması halinde kağıdın yeni zilyedi açısından “esasen kendisine tevdi ve teslim olunmayan kağıdı bertakrip (hukuka aykırı) ele geçirme” keyfiyeti gerçekleşmiş olacağından eylem 765 sayılı TCK’nun 509. maddesinin 2. fıkrasının 5237 sayılı Kanundaki karşılığı olan 209/2. maddedeki suçu oluşturacak, açığa imza atandan aldığı kağıdı faile verenin eylemi de “bertakrip ele geçiren failin fiiline iştirak" olacaktır. Dolayısıyla İçtihadı Birleştirme Kararından hareketle 5237 sayılı TCK’nun 209. maddesinin 1. fıkrası için aranan “yazılı delille ispat” kuralının aksine “hukuka aykırı ele geçirme” olgusunun ispatı tanık dahil her türlü delille mümkün olduğu cihetle;
Sanıkların işlettiği fabrikada çalışan ve davada tanık olarak dinlenen işçilerin beyanları, sanık ......"nin çelişkili ve tutarsız savunması, bilirkişi raporları, sanık ..... müdafiinin 08.10.2007 tarihli ..... Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben yazmış olduğu dilekçede yer alan ""müvekkilime borçlu bulunan ........, bu borcundan dolayı sadece davalının isim ve imzasını havi olan dava konusu açık senedi vermiştir"" şeklindeki ifade ve tüm dosya kapsamı itibariyle; sanıklar ..., ...... ve ......."un ortak olarak işlettikleri un fabrikasında işçi olarak çalışan katılanın, sanıklar aleyhine iş mahkemesinde tazminat davası açması üzerine, kıdem tazminatı ödememek amacıyla daha önceden sanık ......."un katılandan almış olduğu boş ve imzalı senedin takibe konulması için sanık ......"ye verildiği ve suça konu senedin kıdem tazminatı miktarına denk gelecek şekilde 19.500 TL meblağlı, bono olarak düzenlenip sanık ....... tarafından takibe konulmak suretiyle, katılanın kıdem tazminatı alacağına ilişkin olan takip dosyasındaki alacağın üzerine ihtiyati haciz konulduğunun anlaşılması karşısında; sanıklar ..... ve ......"un üzerlerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun tüm unsurlarıyla oluştuğu ve bu nedenle her iki sanık hakkında mahkumiyet yerine dosya kapsamına uymayan yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde beraate hükmedilmesi,
b-) Sanıklar ...., ...... ve ...... hakkında ...... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 10.07.2007 tarihli iddianamesi ile, ....... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/309 esasında kayıtlı tazminat davasında mahkemeye, üzerinde bulunan imzaları katılana ait olmayan 02.07.1996 tarihli sulh ve ibraname ve istifa dilekçesi sunmak suretiyle özel belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddiasıyla açılmış kamu davası bulunmasına rağmen, CMK"nın 223. maddesi uyarınca bir hüküm kurulmak yerine, sanki dava yokmuş gibi ........ Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar müzekkeresi yazılmasına karar verilmiş olması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 23.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara