Esas No: 2012/2684
Karar No: 2012/5857
Karar Tarihi: 02.07.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/2684 Esas 2012/5857 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kullanım kadastrosu sırasında Bucak Mahallesi çalışma alanında kalan 112 ada 191 parsel sayılı 44.059,49 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın 1993 yılından beri ... ve müşterekleri kullanımında olduğu, zeytin ağaçlarının da bu kişilere ait olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın bir bölümünde adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi Hazine adına tesciline, beyanlar hanesindeki şerhlerin aynen muhafazasına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen süre içerisinde davacının delillerini bildirmediği, sonraki celseye de katılmayarak davayı takip etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemece varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı çekişmeli taşınmazda kullanım kadastrosu nedeniyle lehine zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile 3402 sayılı Yasa’nın ek 4. maddesi gereğince dava açmıştır. Bu durumda davanın ispatı yönünden taşınmaz başında keşif yapılması zorunludur. Kadastro davalarında davacının duruşmalarda hazır bulunmak suretiyle davayı takip etme zorunluluğu da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, davacıya tanıklarını bildirmek için usulüne uygun süre verildikten sonra, keşif günü belirlenmeli, keşifle ilgili giderler ayrıntılı şekilde belirlenerek, bu giderlerin yöntemine göre belirlenecek sürede davacı tarafça yatırılması konusunda 3402 sayılı Yasa’nın 36. maddesine göre ara kararı alınmalı, ara karara uymamanın sonuçları da davacıya ihtar edilmeli, duruşmaya gelmediği takdirde bu ara karar yöntemine uygun şekilde davacıya tebliğ edilmeli, keşif ara kararına uyulması halinde taşınmaz başında keşif yapılarak kullanım kadastrosuna ilişkin deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmeli, aksi halde, 3402 sayılı Yasa’nın 36. maddesi uyarınca davanın reddi gerektiği düşünülmelidir. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, davanın kullanım kadastrosuna itiraza yönelik olması nedeni ile de çekişmeli taşınmazın maliki olan Hazine"nin davada taraf olarak yer alması zorunlu iken, mahkemece Hazine usulüne uygun olarak davaya dahil edilmeksizin gerekçeli karar başlığında taraf olarak gösterilmesi ile yetinilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.