Esas No: 2011/8463
Karar No: 2012/5855
Karar Tarihi: 02.7.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/8463 Esas 2012/5855 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Hacıali Köyü 116 ada, 14, 15, 27, 28, 54, 55, 56, 115 ada 279, 296, 307 parsel sayılı 1528.06, 12110.67, 3309.55, 9103.32, 2392.90, 1421.32, 8076.68, 9345.45, 20375.16 ve 21911,09 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak, hibe ve satın alma nedeniyle davalılar ..., ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı, satın almaya ve miras yoluyla gelen hakka dayanarak ..."ün payının iptali ile adına tescili istemli dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda kesin süre içinde keşif giderlerinin yatırılmaması nedeniyle ispatlanamayan davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, verilen süre içerisinde davacı tarafın keşif avansını yatırmadığı bu nedenle davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36. maddesinin mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, tanık, teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları ve tanıklara davetiye tebliğ edilip, arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına azami özen gösterilmesi gerekmektedir. Mahkemece, hükme esas alınan 21.5.2010 tarihli ara kararında, mahalli bilirkişilerle tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarına davetiye çıkartılmasına karar verilmediği gibi adı geçenlere yapılacak tebligat giderleri de hüküm altına alınmamış olup bu haliyle, kesin mehile ilişkin ara karar usulsüzdür. Bir an için ara kararının usulüne uygun olduğu kabul edilse dahi 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 11. maddesi gereğince vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiği halde, tarafların yokluğunda verilen kesin süre ile ilgili keşif ara kararının davacının vekili yerine bizzat davacıya yapılması da usulsüzdür. Mahkemece usulüne uygun olmayan ara kararına uyulmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02.7.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.