Esas No: 2013/13887
Karar No: 2013/25957
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/13887 Esas 2013/25957 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ... arasında 23/05/2010 tarihinde... akıllı telefon kampanyası ile taahhütname imzalandığını, 23/05/2010 tarihinde teslim edilen cihazın ilk kez 31/05/2010 tarihinde arızalandığını, takip eden günlerde arızaların sürdüğünü, telefonun servisten hiç teslim alınmadığını, davacının telefonundan yararlanmaması nedeni ile üyeliğini ve kampanya taahhütnamesini sonlandırarak başka operatöre geçtiğini, cihaz bedelinin, kampanya cayma cezai şart bedelinin, kullanmadığı halde ödenen gold üyelik bedellerini talep etme zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.217,45 TL"nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı ...Ş., cihazın satıcısı olmadığını, davacının 30 günlük süre içinde ayıbı satıcıya bildirmediğini, sözleşmedeki cezai şarta ilişkin hükümlerin haksız şart içermediğini, taahhütname kapsamında tarafların karşılıklı olarak edimlerini yerine getirmekle yükümlü olduklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı...Ş., uyuşmazlığın ayıplı maldan ziyade ayıplı iletişim ve servis hizmetine ilişkin olduğunu, davacının cihazı teslim alıp itirazi kayıt koymaksızın cihazı kullandığını, davacının tüketicinin korunması hakkındaki yasada tüketiciye tanınan seçimlik haklardan onarım hakkını kullandığını, bu nedenle
bedel iadesi isteyemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, fatura bedellerinin ödenmesine rağmen, davalıların ayıplı mal ve hizmette bulunduklarını, telefonun tamir edilmemesi sebebi ile kampanyadan menfaat sağlayamadığını ileri sürerek zararın tazminini istemiştir. Mahkemece, telefonun çalışır durumda olduğu bilirkişi raporu ile sabit olduğundan davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda davacının kampanya dahilinde cep telefonu aldığı ve telefon paketi seçtiği, yükümlülüklere riayet etmemesi, başka bir operatöre geçmesi halinde cezai şart ödeneceğinin taahhütnamede düzenlendiği sabittir. Davacı, 18.6 2010 tarihli ihtarnamesi ile davalı ...Ş"ye ihtarname göndererek cihazın tamir edilmesine rağmen arızanın devam ettiğini, serviste olduğunu, kendisine başka marka bir cep telefonu verilmesini, sorun giderilmezse yasal haklarını kullanacağını ihtar ettiği görülmüştür. Mahkemece alınan 3.10.2012 tarihli bilirkişi raporunda ise telefonun çalışır vaziyette olduğu; ancak üst üste sorun yaşanması sebebi ile tüketicini cihazdan beklenen faydayı sağlayamadığı cihaz ve teknik servis hizmetinin kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Servis işlemlerine ilişkin formalara baktığımızda 31.5.2010 tarihinde tamir edilmesi için gelen telefonun aynı tarihte davacıya teslim edildiği; ancak arızanın devam etmesi sebebi ile tamir edildikten kısa bir süre sonra aynı şikayetle davacının servise başvurduğu bu kez 12.7.2010 tarihinde cihazın tamir edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece cihazın çalışır durumda olduğu belirtilse de bilirkişi raporunda belirtildiği gibi davacının cihazdan beklenen faydayı sağlayamadığı sabittir, bununla birlikte davacının hizmet alamadığı sabit olduğuna göre kampanyadan yararlanması için düzenlenen taahhütname ile bağlı kalmak zorunda bırakılamaz. O halde mahkemece davacının tazminat taleplerinin hangi kalemlere ait olduğu tespit edildikten sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.