Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/4924 Esas 2022/5691 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/4924
Karar No: 2022/5691
Karar Tarihi: 15.09.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/4924 Esas 2022/5691 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2020/4924 E.  ,  2022/5691 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi


    Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar ..., ... ve müdafii, sanıklar ..., ..., ... ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanıklar ... ve ... müdafii tarafından hükmün duruşma talepli olarak temyiz edildiği görülmüş ise de; hükmedilen cezanın on yıl hapis cezasından aşağı olması ve duruşma talebinin uygun bulunmaması nedeniyle, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 318 ve 5271 sayılı CMK'nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede:
    I-Katılanlar vekilinin, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ...’nın mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Katılanlar vekili Av.... ve Av...nın yokluğunda verilen hükmün, 08.01.2015 ve 13.01.2015 tarihlerinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, katılanlar vekilinin de hükmü, CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 27.01.2016 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince temyiz isteminin isteme uygun olarak REDDİNE;
    II-Sanıklar ..., ... ve müdafii, sanıklar ..., ... ve ...’ın, mahkumiyetlerine ilişkin hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
    1-Sanık ... ve müdafinin temyiz talebinin incelenmesinde;
    Sanık ... hakkında yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... ve müdafinin illiyet bağı bulunmadığına, kusur tespitine, bilinçli taksirden kurulmasının ... duygusu ile bağdaşmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine, ölenin ağır kusuru ile illiyet bağının kesildiğine, eksik incelemeye, gerekçeli kararın çelişkilerle dolu olduğuna ve cezaların gerekçesiz olduğuna, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    TCK'nın 53/6. maddesinde "belirli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde 3 aydan 3 yıla kadar bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği, bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, maden işletmeciliği yapan sanık ...'ün maden işletmeciliği işini yapmasının ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı nazara alınmadan, çalışma hürriyetini kısıtlayacak şekilde "1 yıl 6 ay süreyle maden ocağı işletmekten" yasaklanmasına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasının TCK'nın 53/6. maddesini içeren (A) bendinde yer alan altıncı paragrafın hükümden çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA;
    2-Sanıklar ..., ... ve ... ile sanık ... ve müdafinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar ..., ..., ... ile sanık ... ve müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Ölen ...'ın ... İlçesi...Köyünde bulunan, sanık ...'ün ruhsat sahibi ve işletmecisi olduğu maden ocağında işçi olduğu, olay günü sanık ...'ün talimatı ile ocakta daha önceden meydana gelen göçüğün arka kısmına ulaşmak ve oradaki hafriyatı çıkarmak amacıyla sanıklar ..., ... ve ... ile çalışma yaptığı, çalışmalar sonucunda göçük bölümün arka kısmına geçebilmek için göçükten bir insanın sığabileceği kadar delik açtıkları, göçüğün arka kısmında vagona bağlı bulunan halatı kurtarmak için sanık ...'ın göçüğe girdiği, 5-10 metre ilerledikten sonra içerinin havasız olduğunu söyleyerek çıktığı, ölen ...'ın bir süre sonra içeriye girdiği, 25-30 metre gittikten sonra yere düştüğü ve öldüğü, Adli Tıp Kurumu Birinci Adli Tıp İhtisas Kuruluna ait 10.10.2012 tarihli raporda; ...'ın ölümünün havasız kalma ve toksikgaz imhalasyonu sonucu gerçekleştiğinin bildirildiği, ... İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen 24.04.2012 tarihli tutanakta olayın meydana geldiği ocağın kapatılmış olduğu, buna rağmen içerideki malzemeleri toplamak ve ocağın içerisinde daha önce meydana gelen göçüğü temizlemek amacıyla işçilerin uzun zamandan beri kapalı olan ocakta çalıştıkları, olayın meydana geldiği yerde ocağın içerisindeki oksijen değerini ölçen aletin olmadığı, bu cihazın ve gaz ölçüm defterinin şantiye binasının bulunduğu alanda olduğu, defter kaydına göre en son 10/04/2012 tarihinde ölçüm yapıldığı hususunun bildirildiği; 03.05.2012 ve 04.04.2015 tarihli bilirkişi heyet raporlarına göre, işveren olarak sanık ...'ün üretim yapılmayan ancak göçük sonrası temizlik yapılan ve hafriyat çıkarılan ocakta, yeraltı işletmelerinde alınması gereken önlemleri almadığı, yeterli sayıda ölçüm cihazı bulundurmadığı, personele uygun koruyucu ekipman ve kişisel koruyucu donanım sağlamadığı ve gerekli denetimleri yapmadığı için asli kusurlu; ..., ... ve ...’ın göçük üzerinde açılan delikten ...’ın havasız olabileceği bilinen yere amirlere bilgi verilmeden, gerekli ölçüm ve önlemler alınmadan girmesine izin vermelerinden dolayı tali kusurlu olduğunun kabulü ile sanıklar ..., ... ve ...’ın mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de, sanıkların ölen işçi üzerinde denetim ve gözetim görevlerinin bulunmadığı bu nedenle de, ... kazasının meydana gelmesinde kusurlarının bulunmadığı anlaşılmakla; sanıklar ..., ... ve ...’ın beraatlerine karar verilmesi gerekirken, oluşa ve dosya kapsamına uygun düşmeyen bilirkişi raporlarına dayanılarak, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
    2-UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıt örneğinde sanık ...’ın, 09.02.2021 tarihinde temyiz aşamasında öldüğünün tespit edilmiş olması karşısında, sanık ... hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, sanıklar ..., ..., ... ile sanık ... ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükümlerin isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 15.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara