Esas No: 2022/6266
Karar No: 2022/7709
Karar Tarihi: 12.10.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/6266 Esas 2022/7709 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/6266 E. , 2022/7709 K.Özet:
Davacı, üniversiteye öğrenim ücreti yatırdıktan sonra kaydını sildirdiğinde ücretin iadesi talebinde bulunmuş ancak davalı taraf bu talebi reddetmiştir. Davacının açtığı alacak davası ilk aşamada reddedilmiş, ancak davacı tarafından yapılan temyiz başvurusu sonucu Yargıtay kararıyla bozulmuştur. Yapılan ikinci yargılama neticesinde, üniversitenin öğrenci kayıt-kabul yönetmeliğindeki hüküm gereği ödeme yapılan öğrenim ücretinin iadesi mümkün olmadığına dair düzenlemede hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davacının lehine karar verilmiştir. Ancak davalı üniversitenin tahsili dolar üzerinden yapılmıştır ve sabit kur belirtilmediği için hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak, Türk Borçlar Kanunu'nun 99. maddesi ve 3095 sayılı Kanun'un 4/A maddesi gösterilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda,bozma ilamına uyularak davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ... Üniversitesinde kayıtlı öğrenci iken 2010 yılı birinci dönemi bitirip ikinci dönem için istenen öğretim ücretini bankaya yatırdığını, ancak ikinci dönem ders kaydını yapmadan okuldan ayrılmak zorunda kaldığını, yatırdığı öğretim ücretini talebine rağmen davalının iade etmediğini belirterek davalı tarafça ödenmeyen alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Öğrenci Kayıt-Kabul Önlisans ve Lisans ve Lisans Eğitim-Öğretim Sınav Yönetmeliğinin 27.maddesi uyarınca davacının ödediği öğrenim ücretinin iadesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, (kapatılan) Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 13/12/2011 gün 2011/13620 – 2011/18674 sayılı ilamı ile " Davacı yönetmeliğin iptali için Ankara 16. İdare Mahkemesinin 2010/834 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını bildirmiştir. Bu davanın esası eldeki davayı etkileyecek durumdadır. Hal böyle olunca mahkemece, idare mahkemesi dava dosyasının sonucu beklenmelidir. Diğer taraftan tüketicinin harçtan muaf olduğu gözetilmeden davacının harçtan sorumlu tutulmuş olması da kabul şekli bakımından usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde mahkemece, "... Üniversitesi Önlisans, Lisans Eğitim Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin 27.maddesinde yer alan, “…Kendi isteği ile kayıt sildiren veya kaydı silinen öğrencilerin ödemiş oldukları öğretim ücretleri iade edilmez.” hükmü uyarınca 15/02/2012 tarihli davalı idare işlemi ile reddedilmesi üzerine anılan yönetmelik hükmünün iptali istemiyle davacının Ankara 16. İdare Mahkemesine dava açtığı, Anayasanın amir hükmü ve buna dayalı mevzuatın birlikte incelenmesinden, vakıf üniversitelerinin kar amacı gütmeyen, kamu hizmeti veren eğitim kurumları oldukları görüldüğü, bu durumda dönem başında ders kaydını yaptırmaksızın kendi isteği ile kaydını sildiren, dolayısıyla davalı idarenin eğitim-öğretim hizmetinden yararlanmayan öğrencilik statüsünden geçici veya kalıcı olarak ayrılan kişilerin ödemiş oldukları öğretim ücretinin iade edilmeyeceğine dair kuralda hukuka uygunluk bulunmadığından bahisle dava konusu işlemin iptaline 04/04/2019 tarihinde karar verildiği, söz konusu kararın davalı tarafından temyiz edildiği, Danıştay 8. Dairesinin 2019/7502 Esas, 2021/1485 Karar ve 10/03/2021 tarihli kararıyla temyiz isteminin reddedildiği, Danıştay 8. Dairesinin 2021/6059 Esas, 2021/6192 Karar ve 09/12/2021 tarihli kararı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği, dönem başında ders kaydını yaptırmaksızın kendi isteği ile kaydını sildiren, dolayısıyla davalı idarenin eğitim-öğretim hizmetinden yararlanmayan öğrencilik statüsünden geçici veya kalıcı olarak ayrılan kişilerin ödemiş oldukları öğretim ücretinin iadesine karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle davanın kabulü ile 4.500 USD'nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanununun m.4/A hükmü uyarınca devlet bankalarının Amerikan Doları ile açılmış bir yıl vadeli mevzuat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Eldeki dava; kaydını sildiren davacı öğrencinin ödemiş olduğu öğrenim ücretinin iadesi istemine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanununun 99 uncu maddesinin üçüncü fıkrası; "Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir." hükmünü içermektedir.
Davacının davalı tarafa ödemiş olduğu 4500,00 USD eğitim ücreti alacağını aynen istediği kabul edilerek hüküm kurulmuştur.
Davalı üniversitenin ÖSYM 2009 kılavuzunda, davacıya ait ödeme tablosunda ve davalı üniversinin 19/03/2009 tarihli erken ödeme ile ilgili duyuruda döviz kurunun sabitlendiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinde “sabit kur” kararlaştırıldığı anlaşıldığından sabit kur gözetilerek tahsile karar verilmesi gerekirken kur sabitlenmeksizin Dolar borcuna hükmedilmiş olması hukuka ve hakkaniyete aykırı olup bozmayı gerektirir.
2- Bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte bozma sebebine tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK'nin geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nin 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.