Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/2741 Esas 2012/4147 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2741
Karar No: 2012/4147

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/2741 Esas 2012/4147 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2012/2741 E.  ,  2012/4147 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... mahallesi 2422 ada 3 parsel sayılı 1739,32 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Yargılama sırasında davalı, Haziran 1935 tarih 16 numaralı tapu kaydına dayanmıştır. Mahkemece, davalının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmazı da içine alan çok geniş bir alanı kapsadığı, geometrik bir şekil oluşturmadığından davalı taşınmaza ait olduğunun kabul edilemeyeceği, taşınmazın içinde bulunduğu 2421 ve 2422 adaların dört tarafının eylemli orman ile çevrili olduğundan bir bütün olarak orman içi açıklık niteliğinde bulunduğu ve orman içi açıklıkların zilyetlik yolu ile kazanılamayacağı, orman kadastrosunun kesinleşme tarihi ile genel arazi kadastrosu tarihi arasında kazandırıcı zamanaşımı süresinin davalı yararına oluşmadığı gerekçeleriyle davanın KABULÜNE ve dava konusu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 20 nolu orman kadastro komisyonu tarafından 26.12.1989 tarihinde yapılan ve 08.06.1990 – 08.12.1990 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Daha sonra 13 nolu orman kadastro komisyonu tarafından 4999 sayılı Yasaya göre yüzölçümü ve fenni hataların düzeltilmesi çalışması 29.01.2010 tarihinde yapılmış ve 02.02.2010 – 02.03.2010 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir.
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; davacı Hazine tarafından devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla açılan davada, davalı gerçek kişi, Haziran 1935 tarih 16 sıra nolu tapu kaydına dayanmış olup; tapu kaydının kapsamı tam olarak belirlenmemiş, kadastro sırasında tedavül görüp görmediği ve tedavül görmemiş ise, neden tedavül görmediği araştırılmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
    O halde, davalının dayandığı tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve varsa krokileri, dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, revizyon görmemiş ise neden revizyon görmediği, tapu malikleri ile davalı arasındaki akdî veya irsî ilişkiyi gösteren belgeler, komşu parsel tutanak ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte,
    çekişmeli taşınmaza ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleştiğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; dayanak tapu kaydı aynı gün temyiz incelemesi yapılan ve ayrı adalarda bulunan parsellere yönelik açılan davalarda da (Mahkemenin 2010/519, 2010/513, 2010/632, 2010/531, 2010/643, 2010/491, 2010/629, 2010/600 esas sayılı dosyalar) bulunduğu nazara alınarak birlikte yapılacak keşifte, tapu kaydının sabit sınır oluşturan şimalen ve garben belirtilen sınırlarından başlayarak yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Yasanın 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli; tüm deliller birlikte değerlendirip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    Yukarıda açıklanan yönteme göre yapılacak araştırma sonunda, dava konusu taşınmazın tapu kaydı kapsamında bulunmadığı tespit edildiği takdirde, 2421 ve 2422 sayılı adalar bir bütün halinde 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde oldukları, gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse, 25.06.1970 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra no"lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesine göre orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince devlet ormanı olarak sınırlandırılması gerektiği için zilyetlik yolu ile kazanılamayacakları ve özel mülk olarak tescil edilemeyeceklerinden yazılı şekilde olduğu gibi davanın kabulü yönünde hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 20/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.



    Hemen Ara