Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/5549 Esas 2012/5466 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5549
Karar No: 2012/5466
Karar Tarihi: 19.06.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2011/5549 Esas 2012/5466 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2011/5549 E.  ,  2012/5466 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi ..., ...ile ... tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında 317 ada 17 parsel sayılı 979,67 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim, ifraz, hibe, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... ve ...vekili, yasal süresi içinde tapu kaydına, davacı ... ve arkadaşları ise, irsen intikal ve ...mirasçıları arasında taksim yapılmadığı iddiasına dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacı ... ve arkadaşlarının davasının kabulüne, diğer davacıların davasının reddine, çekişmeli parselin payları oranında ...mirasçıları davacı ... ve arkadaşları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ..., ...vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Karar; Dairemizce onanmıştır. Bu defa, davacılar ... ve ...ile davalı ... tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Mahkemece karar düzeltmeye konu olan taşınmazın öncesinin ..."a ait olduğu kabul edilerek karar verilmiş ise de bu yönden yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların bazıları karar düzeltmeye konu taşınmazın öncesinin ..."dan kaldığını, bazıları ise..."nın oğlu... tarafından..."den satın alındığını bildirdikleri halde, çelişkiyi giderir şekilde araştırma yapılıp, bu husus aydınlığa kavuşturulmadan karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; mahallinde yeniden yöntemince keşif yapılmalıdır. Keşifte, taşınmazın öncesini bilebilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazın da içinde bulunduğu bütünün öncesinde kime ait olduğu, kim tarafından hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, zilyetliğin kimden kime ne şekilde geçtiği; çekişmeli taşınmaz üzerinde..."in kullanımı varsa ne sıfatla olduğu, malik sıfatıyla mı yoksa kiracı sıfatıyla mı olduğu, her iki halde de bayii veya kendisine kiralayanın kim olduğu; ... oğlu ... tarafından sürüdürülen zilyetliğin hangi sıfatla ve hangi akdi veya irsi ilişkilere istinaden olduğu; ... tarafından bu bütünden bölünerek kardeşi ..."a neden ve ne amaçla 1, 26 ve 27 parsel sayılı taşınmazların verildiği, bunun yöredeki örf ve adetlere göre bir anlamının olup olmadığı gibi olayın aydınlatılmasına yarayacak tüm hususlar tek tek sorulup saptanmaya çalışılmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri çekişmeli taşınmazın da sınırları içinde bulunduğu bütünü çevreleyen taşınmazların tutanak örnekleri ve varsa kadastro tespitlerinin dayanaklarını oluşturan kayıtlarla denetlenmelidir. Özellikle, dayanak kayıtlarının oluşum tarihleri de gözetilerek, çekişmeli taşınmaz yönünü ne okudukları üzerinde durulmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalıdır. Keşif mahallinde hazır bulundurulacak tüm tespit bilirkişileri de tanık sıfatıyla dinlenilmelidir. Keşfe katılacak fen bilirkişisinden, uygulanacak komşu parsellerin dayanaklarını oluşturan kayıtların uygulanmasını gösterir rapor alınmalıdır. Bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek; aynı bütün içinde kalan diğer taşınmazların nasıl ve şekilde kesinleştikleri ile görülen davalar sonucunda hükmen kesinleşmiş davalarda yapılmış keşiflerde hangi sonuçlara ulaşıldığı hususları da değerlendirmede dikkate alınmalıdır. Ayrıca, halen benzer şekilde derdest olan davalar varsa, bu davaların birleştirilerek görülmesi gereği üzerinde de durulmalıdır. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma, inceleme ve uygulama yapılmadan verilen kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmış olup, karar düzeltme istemleri bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile Dairemizin 21.03.2011 tarihli ve 2010/4719-2011/1378 Esas – Karar sayılı onama kararının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, 19.06.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara