Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/2120 Esas 2012/5449 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2120
Karar No: 2012/5449
Karar Tarihi: 18.06.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/2120 Esas 2012/5449 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2012/2120 E.  ,  2012/5449 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında 414 ada 26 parsel sayılı, 22.274,13 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, mera vasfı ile orta malı olarak sınırlandırılmıştır. Davacı ..., çekişmeli taşınmaz içerisinde sınırlarını göstereceği 1296 metrekarelik bölümün kazandırıcı zamanaşmı zilyetliği nedeniyle adına kayıt ve tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, hükme dayanak yapılan fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1296 metrekarelik bölümün davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan bölümün mera vasfında orta malı olarak tespitine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ile Başköy Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 1296 metrekarelik bölümünde davacı ..."in uzun zamandır zilyet olduğu ve bu bölüme yönelik Asliye Hukuk Mahkemesince davacı lehine verilen karar olduğu gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de; mahkemece varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmadığı gibi yapılan araştırma, inceleme ve uygulama da hüküm vermeye yeterli değildir. Davacının dayandığı, mahkemece de hükme dayanak yapılan Asliye Hukuk Mahkemesinin 1970/186 Esas, 971/39 Karar sayılı ilamında kesinleşme şerhi olmadığı gibi ... taraf olmadığından bu ilamın Hazineyi bağlamayacağı kuşkusuzdur. Ancak ilamın tapuya dayalı olduğu dikkate alındığında bu tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte varsa haritası ile getirtilerek kapsamının belirlenmesi gerektiği düşünülmemiştir. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları, fen bilirkişi, ziraat bilirkişisi ve tespit tutanak bilirkişilerinin hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve dayanakları olan tüm belgeler okunup, kayıtlarda yazılı sınırlar yerel bilirkişilerce zeminde tek tek göstertilmeli, kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişilerce gösterilemeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıkların zeminde gösterdiği sınırlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, tapu kaydının kapsamı belirlenmeli, keşfe götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir biçimde kroki düzenlettirilmeli, taşınmazın tapu kaydının kapsamı dışında kaldığının anlaşılması halinde temyize konu olan bölümün öncesinin kamu malı mera ya da harman yeri niteliğinde olup olmadığı kesin olarak belirlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 18.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Hemen Ara