20. Hukuk Dairesi 2011/15593 E. , 2012/4106 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... 28.12.2009 tarihli dilekçeyle muris ... adına kayıtlı Nisan 1945 tarih 120 sıra numaralı 1838 m2 yüzölçmündeki taşınmazın 1940 yılında yapılan orman tahdidinde kesinleşmiş orman sınırları içinde bırakıldığı, bu nedenle yörede 1959 yılında yapılan arazi kadastrosunda tapu kaytılarının hiç bir parsele uygulanmadığı ve tapu kaydı kapsamında kalan taşınmaın orman sınırları içinde olduğu için tapulama dışı bırakıldığı, taşınmazın eski tarihli harita ve fotoğraflarda açık alan olarak nitelendirildiği, dayandıkları tapu kaydınn 2510 sayılı İskan Yasası ile oluştuğu, 1996/5 Esas ve 1996/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurul Kararı ile iskan tapusu kapsamındaki makili alanların orman sayılmayan yerlerden olduğunun kabul edildiği, buna rağmen tapu kayıtlarının hükümsüz kabul edilmesiyle zararlarının oluştuğu, tapuları kapsamındaki 1838 m2 yüzölçmündeki taşınmazın m2si 1000,00.- TL"den toplam 1.838.000,00.- TL. zararlarının bulunduğu, şimdilik bu zararın 7.100,00.- TL"sinin davalı Hazineden alınarak kendisine verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın Orman Yönetimi aleyhine açılması gerekirken, Hazine aleyhine açıldığı, Hazinenin davalı sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan alanda kalan parselin tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Yasaya göre yapılıp, 04.01.1938 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve daha sonra 1744 sayılı Yasaya göre yapılıp 28.08.1979 ve itirazlı yerler için 04.11.1980 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 2. madde uygulaması, 3302 sayılı Yasaya göre yapılıp 29.12.1989 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde (743 sayılı TKM m.917) yer alan “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder” hükmü gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumlu olup (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E., 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E., 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E., 2010/668 K. sayılı kararı), bu zararların tazmini açılan davalarda davalı sıfatı Hazineye aittir.
Açıklanan hususlar gözetilerek, davaya devamla tarafların iddia ve delillerinin toplanması ve davanın Orman Yönetimi aleyhine açılması gerekirken Hazine aleyhine açılmasının yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle görev nedeniyle reddine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 20/03/2011 günü oybirliği ile karar verildi.